Translate

23 Ekim 2016 Pazar

Nergisi'nin süslü nesirle yazılmış bir kitabı ...

Nihalistan,
Nergisi,
Mehmet Nergisi,
17. yüzyılda yaşamış divan edebiyatı şairi ve yazarı.
Medrese eğitimini İstanbul'da tamamlamış olan Mehmet Nergisi 1592 yılında Bosna'da doğmuş bir şairdir. 1635 yılında IV.Murad'ın Revan seferi esnasında attan düşerek ölmüştür. 
Osmanlı döneminde bir çok şehirde (Gabela, Mostar, Yenipazar, Banyaluka ve Manastır) müderrislik ve kadılık yapmıştır. IV. Murad’ın yanında vakanüvis olarak çalışmıştır. 

Nergisi divan edebiyatının aşırı süslü nesirlerini yazmıştır.
Eserleri;
Hamse-i Nergisi, Meşakkul’uşşak, Kanunü’r-Reşat, Gazevat-ı Müslime, İksir-i Saadet ve Nihalistan adlı bu beş mesneviden oluşmaktadır.

Erkeğe düşkün kadın ...

Facire,
Osmanlıca,
Erkeğe düşkün kadın.
Kötü hayata alışmış, ahlaksız kadın. Günahkar.
İçki ve fuhuş düşkünü ve bu işleri meslek edinmiş kadın.
Zina ve seks düşkünü kadın.
Facir, sözlükte yalancı, fasık, zinakar ve asi anlamındadır. İslam dininde ise Facir kavramı inkar, şirk, yalan, zina, hırsızlık gibi manalara gelir. Ahlak dışı davranışlarda bulunan kimselere de facir denilmektedir. Bu eylemlerin kadın tarafından işlenmesi durumunda Facire denilmektedir. Facir kelimesinin Çoğulu füccar ve fecere’dir.

11 Ekim 2016 Salı

Kirpik ...


Müj, (Osmanlıca)
Müjgan,
Hedeb, Hüdb.
Cil,
Sil,
Fr. Cil, Lat. cilium, İng. cilium,  cilia 
Kirpik, 

Bazı epitel hücreler üzerindeki tüy biçiminde ince uzantılar, sil, silyum.
Göz kapağının kenarındaki kıllar veya bu kıllardan her biri.
Tüy gibi, küçük ve ince uzantı veya uzantılar.
Osmanlıca, Müjek, Kirpikçik, kirpik kılı demektir. 

Kirpikler, gözün alt ve üst kapaklarında bulunur sayıları 100-200 kadar olup koyu renklidir. Kadınlarda kirpikler estetik olarak güzellik unsurudur. Bu nedenle bayanlar tarafından takma kirpik takılır.

9 Ekim 2016 Pazar

2016 Nobel Tıp Ödülü kazanan Japon bilim adamı ...

Yoshinori Ohsumi,
(1945 -Japonya Fukuoka)
71 yaşındaki Ohsumi, Nobel Tıp Ödülü'nü,  "hücrenin kendi kendini yemesi" olarak bilinen otofaji üzerine yaptığı çalışmalar sayesinde kazandı. Ohsumi'nin, aynı zamanda 8 milyon İsveç kronu (Yaklaşık 3 milyon TL) para ödülünü de kazandı.

İsveç Nobel Vakfı tarafından, hücrelerin kendi kendini sindirmesi olarak bilinen otofaji alanındaki çalışmaları nedeniyle 2016 Nobel Fizyoloji veya Tıp Ödülü'ne layık görüldü. İsveç Karolinska Enstitüsünden yapılan açıklamada, "Otofaji genlerindeki mutasyonlar hastalığa yol açabilir. Kanser ve nörolojik hastalıklar dahil çeşitli durumlarda otofajik süreçle karşılaşılır" denildi.

1945 yılında Japonya'nın Fukuoka şehrinde dünyaya gelen Ohsumi linsansını Tokyo Üniversitesi'nde tamamladı. Lisans eğitiminden sonra ABD'nin New York şehrine giderek bilimsel çalışmalarını Rockefeller Üniversitesi'nde sürdüren Ohsumi 1977 yılında Tokyo'ya geri döndü. 1986 yılına kadar ders vermeyi sürdüren Ohsumi 1988 yılında 'doçent' ünvanı aldı.

1996 yılında Okazaki şehrindeki Temel Biyoloji Enstitüsü'ne geçen bilim insanı 2004 yılında 'profesörlük' ünvanını aldı. Ohsumi, 2009 yılında 'Emeritus Profesör' oldu. Ohsumi, Temel Biyoloji Enstitüsü'nde ve Tokyo Üniversitesi'nde bilimsel çalışmalarına devam ediyor.

Yağlı tohumları için yetiştirilen, parlak sarı çiçekli bir bitki ..

Aspir,
Aspur,
(carthamus).
Haspir,
Arapça, Asfer,
Asfer sarı anlamındadır.
Zaferan-ı kazip (yalancısafran) denir.

Yağlı tohumları için yetiştirilen, parlak sarı çiçekli bir bitki. 

Aspir yağında, çok değişik yağ asitleri bir arada bulunur. Bu yağ, aynı zamanda romatizma ağrılarına karşı ağrıyan yerlere sürülerek de kullanılır. Tohumlarında % 30-50 arasında yağ bulunur. 

Kuraklığa dayanıklı olmasından dolayı kıraç ve verimsiz arazilerde de  yetişir. Aspir, boyu 70-130 cm arasındadır. Dikenli ve dikensiz  çeşitleri vardır.  Sarı, beyaz, turuncu, kırmızı, krem gibi değişik renklerde çiçeklere sahip tek yıllık bitkidir. 

Eskiden boya bitkisi olarak yetiştirilirdi. Eski Mısırda sarı ve kırmızı renkte bir boya elde etmek için yetiştirilirmiş. Aspir bitkisinin çiçeklerinden suda erimeyen kırmızı renkli “Carthamin” ve suda eriyebilen sarı renkli “Carthamidin” adlı  2 tip boya maddesi elde edilir. İpek kumaş boyanmasında kullanılır. Ayrıca yemeklerde, Güneydoğu Anadolu Bölgesinde (Diyarbakır) pilavın sarı renkte olmasını sağlamak için aspir çiçekleri kullanılır.

Etiyopya ve Sudan’da kavrulmuş aspir tohumları nohut, buğday ve arpa ile karıştırılarak çerez olarak yenilmektedir. Afganistan ve Hindistan’da, aspir yapraklarından yapılan çay, kadınların düşük yapmasını önleyici olarak kullanılmıştır. 

Aspir çeşitleri;
Yenice, 
Dinçer,
Balcı, 
Remzibey.

8 Ekim 2016 Cumartesi

Batman'ın Sason ilçesinde, Ermeniler için kutsal bir dağ ...

Mereto,
Mereto Dağı (2973 m.)
Batman'ın Sason ilçesindedir.
Güneydoğu Anadolu bölgesinin en yüksek dağıdır. Dağın zirvesinde, Ermenilere ait Surp Asvadazin Meryem Ana Kilisesi ve yaylalar bulunur. Mereto dağı turizm açısından çok önemlidir. Arıcılık ve yaylacılık bölgenin geçim kaynağıdır. Ermeniler için kutsal bir yer olup koruma altına alınmıştır. 

Moritanya'da zayıf kadınlar makbul sayılmadığı için, kadınların şişmanlamak için uyguladıkları küre verilen ad ...

Gavaj,
Gavage,
Moritanya(Mauritania)'da zayıf kadınlar makbul sayılmadığı için, kadınların şişmanlamak için uyguladıkları küre verilen ad.
Atlas Okyanusu kıyısında olan Batı Afrika ülkesi Moritanya‘da şişman kadın, toplumda zenginliği ve gücü temsil ediyor.  Moritanya'da en güzel kadınları en şişman olanlardır. 

Toplum içinde zayıf kadınlara, yiyecek ekmek bile alamayacak kadar fakir gözüyle bakılıyor. Bu nedenle şişman kadının güzel ve güçlü kabul edildiği bu ülkede genç kızlar zorla besleniyor. 

Bu uygulanan küre Gavaj(Gavage) denir. Kendi kendine obezite salgını olarak bilinir. 

Bu kür uygulamasında genç kızlar güne deve sütü içerek başlıyor ve keçi eti yiyerek devam ediyor. Aileler şişmanlamak istemeyen genç kızlara da zorla yemek yediriliyor. Moritanya’da güzelleşmek için şişmanlamak isteyen kadınlar, kilo aldırıcı, iştah açıcı ilaçları kullanıyorlar. 

Moritanya’da şişman kadın zengin ve itibarlı olarak görülürken, zayıf ve sıska kadına ise birçok bölgede “utanç vesilesi” olarak bakılabiliyor. 

İstanbul'da Bizans mozaik sanatının en güzel örneklerini barındıran, bir kilise ...

Kariye,
Kariye Müzesi,
İstanbul'da Bizans mozaik sanatının en güzel örneklerini barındıran, bir kilise. V. yüzyılda şehir surlarından önce sur dışında şapel olarak yapılmıştır. Daha sonra bu şapelin Khora Kilisesi, Doğu Roma Döneminde İmparator Justinianos tarafından (527-565) yaptırılmıştır.

Kariye Müzesi İstanbul'da Karagümrük semtinde Edirnekapı bölümünde bulunan müzedir. 

Bizans döneminde kilise, fetihten sonra ise cami olarak kullanılmış tarihi bir yapıdır.
Kariye, eski Yunanca kent dışı (kırsal alan) anlamındaki Khora sözcüğünden türetilmiştir.

Kuru, sıska, çirkin kadın ...

Kaknem,
Kuru, sıska, çirkin kadın ...
Çirkin, huysuz, hırçın kadın.
Kuru sıska anlamındadır.

Kaknem,
Kuru, sıska.
Çirkin, huysuz,
Kurgaz, (Fr. Xérasie).
Kuru, zayıf, cılız.
Kurak,

3 Ekim 2016 Pazartesi

"Alosa" da denilen bir balık ...


Tirsi,
Rumca Tirsi Balığı.
İng. shad. 

Alosa, 
Tirsi Balığı,

Kemikli balıklar (Teleostei) takımının, Hamsigiller (Clupeidae) familyasından, eti lezzetli ve makbul bir balıktır. 

Tirsi balıkları Akdeniz, Karadeniz ve Batı Avrupa kıyıları gibi denizlerin ılıman ve az soğuk bölgelerinin nehir ağızlarına yakın sahalarında yaşarlar. Tirsi (Alaso Alosa) ve Dişli Tirsi (Alosa Finta) gibi çeşitleri vardır. Dişli tirsinin her iki yanında yedi-sekiz adet siyahımsı benek görülür. Boyu 50-60 cm olan, dişli tirsi balığı İrlanda'dan Akdeniz'e kadar olan bölgede yaygın olarak bulunur. Boyu 70 cm.'ye ulaşan büyük tirsi balıkları ise Norveç'ten, Akdenizi geçerek Karadenize kadar uzanan bölgede bulunur.  Ağırlığı 1, 5-2, 5 kg. kadardır. Derinlerde yaşar. Balığın, sırtı mavimtrak, yanları sarımtraktır. Yumurtlamak için nehirlere girerler. Nehirlere yumurtlayan bu balıklar, yumurtalardan çıkan yavrularıyla beraber sürü halinde tekrar denize dönerler. Büyük sürüler halinde gezerler. Tirsi balığı elips şeklinde, bir tek sırt yüzgeci vardır. Ringa balığına benzer. Kuyruk yüzgeci çatal biçimindedir. Gövdesi gümüşümsü pullarla kaplıdır. Tirsi planktonlar ile beslenir ve üreme mevsimi ilkbahardır.  

Iğrıp, manyat, gırgır, fanyalı ve sade ağlarla ve çapari ile de yakalanır. Tirsiler altı-yedi yıllık bir ömre sahiptirler. Kılçıklı olmasına rağmen tirsi çok lezzetli bir balıktır. Izgarası nefis olur. Ayrıca tuzlanır veya tütsülü olarak da yenir.