Translate

Mim etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Mim etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

7 Ocak 2010 Perşembe

Uzun kış gecelerinde dost, ahbap, komşu ve akrabaların birlikte yedikleri akşam yemeğine ve o gece yapılan eğlenceye verilen ad...

Ferfene,

Uzun kış gecelerinde dost, ahbap, komşu ve akrabaların yedikleri akşam yemeği ve o gece yapılan eğlence. topluca düzenlendiği gibi kadınlar, erkekler, kızlar ve delikanlilarca ayrı ayrı da düzenlenir. Kadınların ferfenesinde herkes payına düşen yemeği hazırlar. Akşam bu yemekler beraberce yenir. Sonra kahve içilir, fal bakılır, türküler söylenir ve karşılıklı maniler okunur. Yaşlıların masallar anlattığı da olur. Çeşitli oyunlar oynanır.
Erkekler ferfeneye ayrı ayrı yemek götürmezler, o gün kimin sırası ise tüm yemekler o evde hazırlanır. Kaz yahut hindi kesilmesi adetdendir. Yemekten sonra tavla, kağıt oyunları başlar, yüzük oyunu erkek ferfenesinin en vazgeçilmez keyfidir. Bazı geceler tel helvası çekilir. Gece nihayete ermeden salt bu geceye has olan tekerlemeli bir türkü söylenir ve ferfene sırasının kime geçtiği de bu türküyle açıklanır.

Bazı yörelerde yalnız genç kızların düzenlediği eğlenceye ferfene denir. Günü ve kimin evinde yapılacağı yahut yiyeceği getireceği küçük kağıtlara yazılıp kura ile belirlenir. Bazı yörelerde ise ferfeneye yalnız evli olmayan delikanlılar katılır. Önce aralarından bir delikanlı başı seçilir. Herkes evinden çeşitli yiyecekler getirip delikanlı başına teslim eder, o da bunları satıp parasıyla koyun yahut keçi satın alır. Ferfene günü pişen yemeklere bu hayvanın eti konur. Tüm bunlar anadolu insanının sıcak, keyifli ve dostluğa düşkünlüğünü gösteren eğlencelerdir. Gösterdiği farklılıklar da yörelerin farklılıklarına işaret eder.


Çerkez gençleri de, kendi aralarında sohbet ettikleri, şarkı söyleyip oyun oynadıkları “zehes”, “ferfene” ve “muhabbet” gibi adlar verilen eğlenceler düzenlerler. Bu eğlencelerde erkek beğendiği kızı “kaşen” seçip tatlı sözlerle onun gönlünü kazanmaya çalışır, dans edip şarkı söyler. Eğlence bittiğinde kaşenlik de biter. Genç erkek, bu türden başka bir eğlencede kendisine başka bir kaşen seçebilir.

 

6 Eylül 2009 Pazar

Anadolu' da çok yaygın ilkel bir kukla türü...

Çömçegelin, Korçak,

Kukla, tek aktörlü, üç boyutlu, taklit ve söze, karşılıklı konuşmaya dayalı geleneksel seyirlik oyundur. Türkçe bebek anlamına gelen ve bugün Anadolu'da yaşayan korçak, kudurcuk, kaburcuk, koğurcak, kaurcak, lubet, vb. gibi isimlerle yaşayan kukla seyirlik oyunların en eskilerindendir. "Korkolçak", "Çadır hayal" (ipli kukla) adı ile yaşayan kukla Orta Asyada da aynı isimle yaşatılmakta ve Orta Asya'dan getirildiği sanılmaktadır.Konusu günlük yasamdan ve edebi hikayelerden alan kukla bir hareket ve hacim oyunudur.
Bir çok Türk boyunda kendine özgü basit teknik içinde görülen ve 17. yy'dan beri Türkiye'de şehirlerde kukla adı ile bilinen oyun Anadolu'da köylüler arasında "bebek, çömce gelin, karaçör" gibi isimlerle yaygındır. Konusu günlük yaşamdan ve edebi hikâyelerden alan kukla bir hareket ve hacim oyunudur. 14. yy'dan bu yana oynatıldığı bilinmektedir. Bu oyunun baş kahramanı "İbiş" ve ihtiyardır. İbiş kurnaz ve hazırcevaptır. İhtiyar ise varlıklı bir kişidir.
El kuklacısı, küçük bir sahnenin ardından iki eliyle kuklaları karşılıklı konuşturur, oynatır. İpli kuklada ise sahnenin üstünden iplerle kuklaları hareket ettirir. Ülkemizde ipli kukla, el kuklası, araba kuklası, iskemle kuklası, yer kuklası, ayak kuklası, baş kuklası gibi türlerle bilinen kukla sanatı 19. yy sonlarında önemini kaybetmeye başlamıştır. Cumhuriyet döneminde sınırlı sayıda sanatçı yaşatmaya çalışmıştır.

İhsan DİZDAR, 
Selim BAŞEĞMEZ, 
M. Tahir İKİLER, 
Haluk YÜCE, 
Duygu TANSİ,

17 Ağustos 2009 Pazartesi

Temeli taklide dayanan sözsüz oyun...

Mim, Pandomim (Pandomima)
Sözsüz tiyatro oyunudur. Gösteri sanatının dallarından biridir. Kısaca "mim" olarak ifade edilir. Pandomimde sanatçı, yüz mimiklerini, el-kol harketleri ve vücut hareketlerini kullanarak temayı anlatmaya çalışır. Evrensel bir tiyatro dilidir. Milattan önceki dönemlerde Mim sanatının uygulandığı görülmüştür.
Tanınmış sanatçılar; Erdinç Dinçer, Marceau Marcel,

Mim sözcüğü, "taklit etmek" veya "temsil etmek" anlamına gelen Grekçe "mimeisthai" sözcüğünden gelir. "Düşünce ve duyguları müzik veya türlü eşyalar eşliğinde bazen dansla, bazen de gövde ve yüz hareketleriyle yansıtmayı amaçlayan oyun, sözsüz oyun" olarak Türk Dil Kurumunca açıklanmaktadır.Eskiden Mim oyunu köylerde sessiz oyun, pandomim gibi oynanırken şimdilerde İnternetten blog dostları arasında oynamaktadır. Blog dostları arasında bu tür oyunları oynamak adet olmuş.. Mesela bir blogcu tarafından mimlenen kişiden istenen, en yakınındaki kitabı alıyorsunuz ve 61. sayfanın son paragrafını yazıyorsunuz..Oyun böyle oynanıyor. Sonra siz de bir blogcuyu mimliyorsunuz. Böyle gidiyor.