Translate

30 Temmuz 2010 Cuma

Kan basıncı ...

Tansiyon, (Fr. Tension, İng. Blood pressure) Kan basıncı,

Kanın damarlara içeriden yaptığı basınç, kan basıncı, Kalbin vurumu sırasında kanın, kan damarlarının duvarına yapmış olduğu yaşa ve fizyolojik duruma göre değişebilen basınç. Kalbin vücuda kanı dağıtmak için kullandığı güce tansiyon denir. Tansiyonun ölçüm birimi mmhg dir. Bu basınç, 1 cm2 alanındaki cıva sütununun tabanına yaptığı basınçla karşılaştırılarak belirtilir. Örneğin bir kişinin tansiyonu 12 dediğimiz zaman, bu basınç 12 cm yüksekliğindeki cıva sütununun tabanına yaptığı basınca eşdeğerdir. Tıpta bu ölçüler, mm olarak belirtilir. Yani halk arasında 12-14 gibi cm cinsinden söylenen ölçüler tıpta 120-140 gibi, mm cinsinden ifade edilir. 

Büyük tansiyon; Kalbin sol kalpten kanı vücuda doğru pompalarken kullandığı güce denir.  Kalp kasıldığı zaman atardamarların içine kanı belirli bir basınçla pompalar. Bu sırada damar içindeki basınç en yüksek düzeye ulaşır. Bu basınca tıpta sistolik basınç, halk arasında büyük tansiyon veya birinci tansiyon adı verilir. Küçük tansiyon; Kalbin kan pompalanmasını bitirdikten sonra damarlarda ortaya çıkan basınca denir. Kalbin gevşemesiyle, damar içine pompalanan kan durur. İşte bu sırada devreye damarın elastikliği girer. Önce genişlemiş olan damar, kana bir basınç uygulayarak kalbin gevşemesi anında da kan akımını sağlar. İşte bu sırada oluşan en düşük basınca da tıpta diastolik tansiyon, halk arasında da küçük tansiyon ya da ikinci tansiyon denilir. 


Yapılan uzun araştırmalar sonucu, yaşın artışıyla küçük değişmeler olmakla beraber sistolik (büyük) tansiyon için 120 ile 140, ya da Türkiye'de yaygın söylendiği gibi 12 ile 14 arası, diastolik (küçük) tansiyon için 70-90 ya da 7-9 arası olması halinde tansiyona bağlı olarak bir sağlık sorunu riski doğmadığı belirlenmiştir.
 
Yüksek Tansiyon-Hipertansiyon;

Yapılan bilimsel çalışmalara ve Dünya Sağlık Teşkilatının tarifine göre yüksek tansiyon sınırı yaşla değişiklik göstermesine rağmen, orta yaşlı insanlarda büyük tansiyon en fazla 160 mmhg, küçük tansiyon ise en fazla 85 mmhg olmalıdır. Dinlenme halinde ve tekrar tekrar ölçümün sonucu verilenden daha yukarı rakamlar çıkıyorsa, hastada yüksek tansiyon var demektir. Yüksek tansiyon hastada çoğunlukla belirti yapmadığı halde, teşhis konduktan sonra, sebebi mutlaka açıklanmalı ve tedavisi mutlaka yapılmalıdır. Tedavisi uzun vadelidir. Tansiyonun %20’sinin sebebi bilinir. Sebebi bilinmiyor ve ortadan kaldırılamıyorsa, hayat boyu sürer. Başta şişmanlık olmak üzere, böbrek hastalıkları, hormon bozuklukları ve bazı kalp hastalıkları tansiyona sebep olabilir. Örneğin; hastada doğuştan böbrek damarı daralması varsa, ameliyatla damar ve açılır ve tansiyon hastalığı ortadan kalkar. Tansiyonda kalıtım önemli rol oynar. Fazla tuz ve kırmızı et yenmesi de tansiyona sebep olan etkenler arasındadır.

Belirtileri;
Baş ağrısı, Baş dönmesi, Bulantı, Kulak çınlaması, Burun kanaması, Kalp ağrıları.

Tedavisi;
Günümüzde tansiyon tedavisi her zaman için kontrol altına alınabilir. Az tuz, az kırmızı tüketilmelidir. Şişman hastaların kilo vermesi gerekir. Uyku düzeni olan stressiz, içki ve sigaradan uzak bir hayat tavsiye edilir. Yapılan diyet sonucu tansiyon düşmüyorsa ilaç tedavisi verilir. İlaç alınımından sonra tansiyon düzene girse bile kesinlikle doktora danışmadan ilaç bırakılmamalıdır. Yüksek tansiyonun tedavisinde kan basıncı düşürmek için özellikle diyet uygulanır ancak tansiyon çok yüksek ve organik hastalıklardan kaynaklanıyor ise, diyet ve ilaç tedavisi aynı zamanda uygulanır. Bu hastalığın kesin bir nedeni ve tedavisi olmaması, ömür boyu diyet uygulamayı gerektirmektedir. Yüksek tansiyonu şişmanlıktan kaynaklanan kişiler için en uygun tedavi şekli kilo vermektir. Yüksek tansiyonu olan şişmanlar için ilaç gerekli olduğu durumlarda yine kilo verilmeli ki böylelikle ilacın etkisi artabilsin. Tansiyon, damar setliği ve beyin kanamasının en önemli sebebidir.


Yüksek Tansiyonda Beslenme İlkeleri
Şişman kişilerde yüksek tansiyon ortaya çıkma olasılığı normal kilolu insanlara göre 2 mislidir ve şişmanların %70’inde yüksek tansiyon görülür. Yedikleri fazla yemekle daha fazla tuz almaları da tansiyonlarının daha yükselmesine sebep olur. İşte bu sebeplerden ötürü kilo vermesi şarttır. Yüksek tansiyon hastalarının günlük tuz kullanımını en aza indirilmeli (5–7 gram) hatta mümkünse hiç kullanılmamalıdır. Doğal besinlerden; yeşil yapraklı sebzeler, süt, et, yumurta, işlemmiş besinlerden; kek, bisküvi, konserveler, hazır çorbalar, ekmek, yarım yağlı margarin, zeytin, peynir, turşu, hardal, ketçap, mayonez, salata sosları en çok tuz içeren besinler olmalarından dolayı az kullanılmaları tavsiye edilir. Tansiyon düşürücü ilaçlar az tuz kullanıldığında daha tekili olurlar. Alkol kan basıncı arttıracağından ve kilo almaya sebep olacağından kullanılmamalıdır.
 

Sigaranın tansiyonu arttırıcı etkisi olduğundan kesinlikle bırakılmalıdır, böylelikle tansiyon düşürücü ilaçların etkisi de artacaktır. Fazla miktarda hayvansal yağ içeren besinler yerine bitkisel yağları (mısır özü, zeytinyağı) tercih etmek gerekir. Doymuş hayvansal katı ve sıvı yağlar yerine doymamış bitkisel katı ve sıvı yağlar tercih edilmelidir. Tansiyon çok yüksek değilse, fazla olmamak kaydıyla çay ve kahve içebilir. 


Düşük Tansiyon-Hipotansiyon;
Büyük tansiyon, 11'den aşağı düştüğü zaman tansiyon düşüklüğü vardır. Bu duruma tıp dilinde hipotansiyon denir.
Sol kalbin kanı vücuda pompalarken gerekli basıncın düşük olması demektir. Bu basınç ölçüldüğünden ilk basınç 120’den düşük, ikincisi ise, 80’den düşük olmalıdır. Düşük tansiyonun en sık rastlanan şekli ortostatik hipotansiyondur. Kişinin oturur veya yatar durumda iken nomal düzeylerde olan tansiyonunun, ayağa kalkılınca düşmesi halidir. Bu durumda bir süre için beyine daha az kan gideceği için geçici olarak denge ve şuur bozuklukları ortaya çıkabilir. Düşük tansiyona sebep olan nedenler çok çeşitlidir. Çoğunlukla insanın yapısına bağlıdır. Tansiyon düşmesi, ani ayağa kalkmalarda, beyin merkezinde ur olması durumunda, kalp adalesi zayıflaması, aort kapakçığının hastalanması gibi kalp hastalıkları söz konusu olduğu zamanlarda, böbrek üstü bezinin çalışması bozulduğunda veya hormon bozukluklarında meydana gelir.
 

Belirtileri Nelerdir ,
Baş dönmesi,  Ani bayılmalar, Terleme,  Bulantı,Yorgunluk hissi gibi yüksek tansiyondaki belirtileri gözlenir.
 
Düşük Tansiyon Tedavisi;
Tansiyon düşüklüğü insanın yapısından kaynaklanıyorsa, bu hastalara spor yapmaları (yüzme, bisiklet sürme) aynı anda sıcak ve soğuk duş yapmaları, tuzlu ayran gibi tuzlu sıvılar almaları önerilir. Diğer nedenlerden kaynaklanan düşük tansiyon ise, nedenleri tedaviye yöneliktir. Örneğin; Böbrek üstü bezinin çalışması bozulmuş ise, bu durumu tedavi etmekle tansiyonda düzelmiş olacaktır. 

Hiç yorum yok: