Translate

30 Aralık 2014 Salı

Fermuar değiştirmek, etek boyu kısaltmak gibi giysi tadilatı yapan terzi ...

Komandatura,
Komandatura tadilat anlamına gelmektedir.
Düzeltme terzisi.
Giysi Tadilatı,
Fermuar değiştirmek, etek boyu kısaltmak gibi giysi tadilatı yapan terzi .
Pantalon paçası kıvırma, pantalonun belini daraltma, belden alma, etek boyu kısaltma, ceket daraltma, giysileri bedene göre tadil eden kişi, terzi.
Fermuar değiştirmek, etek boyu kısaltmak, vb. elbise (giysi) tamiratı, tadilatı yapan terzi.

29 Aralık 2014 Pazartesi

Osmanlılarda devlet görevlilerinin yetiştirildiği okul ...

Enderun,  
Farsça,  اندرون .
Osmanlıca, اندرون مکتب .

Devlet görevlilerini yetiştiren mektep, okul. 
Harem,   
Harem dairesi. 
İç, içerisi, İç dahil. 
Gönül, kalp.
Büyük sarayların iç bölümü.
Osmanlı Sarayının iç teşkilatı. 

Saraylarda harem ve hazine dairelerinin bulunduğu yer. 

Osmanlılarda hıristiyan ailelerin devşirilen akıllı ve yetenekli çocukları devlet görevlisi olarak bu okulda  yetiştirilir ve saraya alınırlardı.

Enderun Mektebi, 

Osmanlı Padişahı II. Murad tarafından kurulmuştur. Saray hizmetinde çalışacak görevlileri yetiştirmek amacıyla kurulmuştur. Saray görevlilerini yetiştirmek üzere kurulmuştur. Yetenekli öğrencilerini devşirme usulü ile alırdı. Bu okulda saraya mensup şehzadeler ve diğer ekabir kesimin çocuklarıda eğitim görürlerdi. Enderun mektebleri bir saray okulu olup devleti yöneten yüksek dereceli sivil kadro yetiştirmiştir. 

Osmanlı devletinin ihtiyacı olan  mimar, nakkaş, imam, müezzin, müverrih, şair, alim, vali, elçi, sadrazam, silahşör, harende, sazende, ressam, hattat, katip, nüktedat, hatta serasker, kazasker, kaptanı derya gibi devlet adamları bu okulda yetiştirilmiştir. Bir süre sonra eğitim ve öğrenim bozulup, yozlaşınca Enderun mektebi, 1 Temmuz 1909 yılında lağvedilmiştir.

28 Aralık 2014 Pazar

Hititlerin atası sayılan kral ...

Anitta,
Kral Anitta (M.Ö. 1750).
Hititlerin atası sayılan kral Anitta, MÖ 1800 yılında Anadoluda yaşamış, Hititlerin ilk kralıdır. Pithana'nın oğlu olup Kuşşara ve Neşa (Kaniş) şehirlerinin kralıdır. Kral Anitta zamanında Neşa şehri başkent olmuştur. Anadolu’nun yerli halkıyla kaynaşıp Hitit Devletini kurmuştur. Bu devlet Kral Labarna tarafından kurulmuş olup Hattuşa (Boğazkale) şehri başkent ilan edilmiştir. M.Ö.1600 - 1300 arasında dönemin en güçlü imparatorluğu olmuştur. Ancak kral Şuppiluliuma zamanında. M.Ö.1200 yıllarında deniz kavimlerinin istilasıyla gerileme dönemi başlamıştır.  Asur Kralı II.Sargon M.Ö.700 yıllarında Hitit devletini yıkmıştır. 

Ünlü Güneş Kursu olarak anılan törensel nesne, Hititlerin sembolü olarak kabul edilir. Hitit kaynaklarına göre bütün tanrıların atası sayılan tanrı Kumarbi'dir.

27 Aralık 2014 Cumartesi

Azota verilen bir başka ad...

Nitrojen,
Azot.
Nitrojen (Arapça, نتروجي ).
Azot, (simgesi N). 

Fr. azoteİng. nitrogen

Atom numarası 7, 
Atom ağırlığı 14,006 g, 

Azot, Nitrojen (simgesi N), havada beşte dört oranında bulunan, rengi ve kokusu olmayan, dingin, tadsız, çift atomlu bir soy gaz
 

Protein, nükleik asit gibi bazı önemli moleküllerin yapısında bulunur.Hücrenin yaşamasında önemli rol oynar. Bitkiler azot gazıyla doğrudan doğruya solunum yapamazlar. Bitkiler Azot ihtiyaçlarını topraktaki azot bileşikleriyle sağlarlar. Tarımda yetersiz durumda azotça zengin gübreler kullanılır.
 
Azot elementi amonyak, amino asit, nitrit asit, siyanür, organik nitratlar (itici ve patlayıcı) gibi endüstriyel bileşikleri oluşturur. Sıvı Azotun sıcaklığı, Azota göre daha düşük olup, (-196 °C)' dir. Endüstriyel sıvı Azot, renksiz ve berrak olup hava ayrıştırma yolu ile elde edilir.

Azot oksidul (Diazot monoksit) N2O, güldürücü gaz olarak bilinir. Eski zamanlardan beri anestezik olarak kullanılan gazdır. 
Azot oksit (NO), renksiz bir gazdır. 1784 yılında bulunmuştur.


Elma, armut, ayva gibi meyvelerin yenmeyen iç bölümü...

Eşelek,
Kesmük,

Elma, armut gibi meyvelerin yenildikten sonra kalan çekirdekli orta kısım.
Halk dilinde elma, armut, ayva vb. meyvelerin yenmeyen iç bölümü.
Samsun Vezirköprü yöresinde elma, armut ve ayva gibi meyvelerin yenildikten sonra kalan kısmına kesmük denir. 

Elma, armut, ayva gibi meyvelerin yenmeyen iç bölümü.
Elma, armut gibi meyvelerin yenildikten sonra kalan çekirdekli kısmı.

Meyve artığı.
Meyve çürüğü.  

 
Eşelek kelimesinin diğer anlamları;
Ceviz içinin ortasında bulunan ve içi ikiye ayıran sert madde.
Şişman kadınlara verilen isim.
Olgunlaşmamış meyve.

Mısır koçanı. 
Meyve. 
Sinir.

25 Aralık 2014 Perşembe

Geleneksel hindu toplumunda tarım, ticaret ve hayvancılıkla uğraşanların oluşturduğu toplumsal sınıf ...

Vaişya,
Vaiçya, 
Vaishya,
Vaisya,(Frn. commerçant, tüccar),

Geleneksel hindu toplumunda tarım, ticaret ve hayvancılıkla uğraşanların oluşturduğu toplumsal sınıf.
Aşağıdaki dört kast sınıfında ayrı ve büyük çoğunluğu oluşturan diğer sınıflar;
Parya, (insanlığın en aşağı tabakası sayılır).
Dokunulmazlar, (Kast dışında kalanlar).


Hindu toplumunda bir sınıf, kast.
1-Brahmanlar (rahip ve alimler)
2-Kşatriya (prensler ve askerler)
3-Vaişya (tüccar, esnaf ve çiftçiler)
4-Şudra (işçiler, sanatkarlar)




23 Aralık 2014 Salı

Kuzey ülkelerinde pagan inançlarda bir Bayram olarak kutlanan Kış Gündönümüne verilen ad ...

Yule,
Kış gündönümünü paganlar Yule adı verilen Bayram olarak kutlarlar. Kutlamalar buğday başakları, ateş ve eğlenceler ile yapılır. Elma ve portakal güneşi temsil eder. Hasatı temsil eden buğday sapları, kutsal sayılan Sarmaşık ve Ökseotu evlerin kapılarına asılır. 12 gün boyunca Günlük yakılır.
Mitolojide kış gündönümü, tanrıların kapısı olarak bilinen ve Latince kapı anlamına gelen Janua sözcüğü ile bilinir. 

Güneşin büyüyen gücünü, yükselişini temsil eder. Güneşin Oğlak burcuna girmesidir.

 
Kış Gündönümü (Janua coeli) 21 Aralık, tarihinde güneş ışıkları Oğlak Dönencesine dik gelir. Yani sıfır derecelik bir açı yapar. Yaşam enerjisinin başlangıcı kabul edilirek bu güne ayna günü de denir. Güney yarım kürede en uzun gündür ve günler kısalmaya başlar. Kuzey yarım kürede en uzun gece yaşanır ve günler uzamayabaşlar. Bu tarih bazı ülkelerde kuzey yarım kürede kış, güney yarım kürede yaz başlangıcı olarak algılanır. Bazı ülkelerde de yaz ve kış mevsiminin tam ortası olarak kabul edilir.


Diğer gün dönümleri;

21 Mart: 
Gece ve gündüz eşit olur. Kuzey yarım kürede ilkbahar mevsimi başlar.
21 Haziran: 
En uzun gündüz, en kısa gece. Kuzey yarım kürede yaz mevsimi başlar. Ülkemizde en uzun gündüz Hatay ilinde yaşanır.
23 Eylül: 
Gece ve gündüz eşit olur. Kuzey yarım kürede yaz biter, sonbahar başlar.
21 Aralık: 
En uzun gece, en kısa gündüz. Kuzey yarım kürede kış mevsiminin başlangıcıdır. Ülkemizde en uzun gece Sinop ilinde yaşanır.

20 Aralık 2014 Cumartesi

1899-1968 yılları arasında yaşayan ve yerel konuları kübist bir yaklaşımla işleyen ünlü Türk ressamı ...

Cemal Sait Tollu, (1899-1968).
Türk ressam.
Kübist bir anlayışla Anadolu’ya özgü konuları işleyen 1930 kuşağı Türk Ressamı. D grubunu kuran sanatçılardan birisidir.

İstanbul’da 19 Nisan 1899 tarihinde dünyaya geldi. Kalabalık bir ailenin çocuğu olan ressamın çocukluk yılları babasının işleri nedeniyle Diyarbakır ve Şam'da geçti. 1919 yılında İstanbul’da Sanayi-i Nefise Mektebine başladı ve o yıllarda İstanbul'un işgali nedeniyle bıraktı ve Ankara' da askeriyeye katıldı. Konya süvari alayında, süvari teğmen olarak 1923 yılına kadar orduda kaldı. 

Kurtuluş Savaşından sonra resim öğretmenliği yaptı. Daha Münih ve Paris'e gitti. 1931 yılında Avrupa’da ünlü ressam ve sanatçıların yanında çalıştı. Paris'ten dönüşünde Erzincan Askeri Ortaokulunda öğretmenliğe devam etti. İlk sergisini 1932 yılında Elazığ'da açtı. 
1933 yılında Nurullah Berk, Zeki Faik İzer, Elif Naci, Abidin Dino ve Zühtü Müridoğlu ile bir araya gelerek D Grubu sanatçı topluluğunu kurdular. Cemal Tollu, grubun bütün yurtiçi ve yurtdışı sergilerine katıldı. 1935 yılında Anadolu Medeniyetleri Müzesinde yöneticilik, 1937 yılında Devlet Güzel Sanatlar Akademisinde göreve başladı ve 1964 yılında emekli oldu. Cemal Tollu, 26 Temmuz 1968 tarihinde İstanbul’da hayatını yitirdi.

Eserleri: 
Alfabe okuyan Köylüler, Antalya’da Ağaçlı Bir Köşe, 
Bir Öğretmenin Portresi, 
Çanakkale Savaşı,  Çoban ve Tiftik Keçileri, 
Eti Fırtına Tanrısı ,  
Gri Gökyüzü, 
Harman, Hatay’da Portakal Bahçesi,  
Ilgın Ağacı, 
İki Ağaç,  
Kedili Çıplak, Kırmızı Elbiesli Çingene, Kır Kahvesi, Kışa Girerken,  
Koza Hanı, Koza Satan köylüler, Köylüler ve Koyunlar,
Manisa’nın Kurtuluşu, Manisa Yangını, Mevleviler,
Natürmortlu Bodrum, 

Oturan Çıplak,  
Pamuk Toplayanlar, Pancar Tarlası,  Pastırmacılar,  
Saçı Örgülü Kadın, Savarona,  Siyah Elbiesli Kadın,  
Tarlalar, Tepedeki Kasaba,  Tımar, Toprak Ana,   
Ürgüp’te Bağ Bozumu, 

19 Aralık 2014 Cuma

Güçlü bir biçimde patlama ...

İnfilak,
İnfilâk, Patlama (Arapça,  انفلاق ).
Şiddetli patlama, 
Yarılıp açılma.
Açılma, Yarılma.
Patlama, (İng. blast, Fr.vent).
İnşikak etme.
Güçlü bir biçimde patlama.
Birdenbire şiddetle ortaya çıkmak. 
Patlayıcı maddelerle çok küçük parçalara bölünme.

17 Aralık 2014 Çarşamba

Osmanlıca, yadırganacak yönü olma, gariplik, tuhaflık ...

Garabet, 
Gariplik. 
Tuhaflık,
Garâbet (Arapça, غرابت ). 
Gariplik.
Arapça garip ve yabancı olma sözcüğünden alıntıdır. 
Eskiden kullanılan yadırganacak yönü olma, gariplik tuhaflık anlamında bir sözcük. 
Eski dilde yadırganacak, tuhaf, yabancılık.
Yabansılık.
Yabancılık. 
Yabancı olma, tuhaf olma, 
Yadırganacak yönü olmak.
Hayret uyandıracak.
Alışılmamışlık,
Kelime garb batma, uzaklaşma, ayrılma, (güneş) batma sözcüğü ile eş kökenlidir. 


Aydın görünmek, bilgiçlik taslamak, kendini farklı ve belli bir zümreye ait göstermek, taklit gibi gereksinimlerden garabet doğar.  
Nefret ve tiksinti uyandıran müstehcen ve galiz kelimeler kullanmak da bir tür garabettir.


Garabet kelimesinin diğer anlamları;
Ne demek olduğu herkesçe anlaşılmayacak kelime ve tabirlerin söz arasında kullanılmasına da edebiyatta garabet denir. Kullanımdan düşmüş veya yaygınlığı olmayan kelimelerin söz veya yazıda kullanılması.
Dargınlık, düşmanlık.
İftira.
Acizlik, beceriksizlik.
Gizli olmak.

Iraklık.


Sarma tekniğiyle yapılan bir tür işleme...

Anavata,
Susma,
Sarma tekniğiyle yapılan bir tür işleme.
Sarma tekniğiyle ve ipek iplikle yapılan bir tür işleme.
Kumaş üzerine sarma tekniğiyle ve ipek iplikle yapılan bir tür işlemeye Anavata denir.
İbrişimle yapılan bir tür nakış. 
Gergef işlemelerinde bir tarzın adıdır.


XVI. yüzyıldan günümüze kadar kumaş, pamuklu, keten, ipekli, atlas, kadife, çuha, ince keten, ipek, keten, yazma, ipek havlı kadife v.b. gibi kumaşlar üzerine, çeşitli renkte ipek iplikler, kalın bükümlü, doğal boyalı, ipek iplikler, sırma, klaptan ve ince çekilmiş altın ya da gümüş metal ipliklerle çeşitli motifler işlenmiştir. İşlemeler işleniş tekniklerine göre bir veya iki yüzlü olurlar. Çok sitilize hayvan figürleri, rumi, kuş, ejder, bitki motifleri (lale, karanfil, sümbül, zambak, gül, rozet çiçeği, menekşe, yaban gülü, selvi ağacı, nar çiçeği, enginar yaprağı, çınar yaprağı), meyveler (üzüm, nar, armut, kayısı, karpuz, şeftali) ev, çadır, kayık, dağ, tepe v.s. gibi doğa motifleri ile figürlü bezemeler yapılmıştır. 
Abani, arakiye, seccade ve takke, başörtüsü, cüppe, bohça, cepken, duvak, elbise, kaftan, kavuk örtüleri, tütün ve para  kesesi, saat ve mühür keseleri, nihale ve ocak örtüleri,  peşkir, traş takımı, uçkur, yatak takımlarına işlemeler yapılmıştır.

  
İğne çeşidi veya işleniş tarzlarına göre işlemeler ad alır. Bunlar aşağıdaki gibi;
Anavata, Sarma, Susma, Pesent, Gözeme, Muşabak (gömlek kenarlarını kıvırarak işleme), Kesme, Suzeni (kasnakta tığ ile yapılır), Balık kılçığı,   Balık sırtı, Hasır iğnesi, Mürver iğne, Civan kaşı, Ciğer deldi(Kumaş üzerine küçük delikler açılarak yapılan işleme), Çin iğnesi, İğne ardı, Antep işi, Kasnak, Aplike, Dival (Altı mukavva ile beslenmiş, üstü sırmalı işleme) işleri, Sırma, Kaytan(Pamuk veya ipekten işleme) işleri olarak grublara ayrılır. 

16 Aralık 2014 Salı

Osmanlıca dipnot yazma, haşiye yazma, çıkma yapma ...

Tahşiye,
Tahşiye, (Arapça, تحشيه ). Haşiye yazma.
Eskiden dipnot yazma, çıkma yapma.

Dipnot.
Dipnot ekleme.
Derkenar, 

Haşiye yazma veya yazılma. 
Haşiye yazma veya yazılma işinin adıdır.
Bir anlamda yorumlama. 

Genelde otorite alim ve evliyalar tarafından, özet olarak yazılmış ve anlaşılması zor olan kaynakların, anlaşılır hale getirilmesi ve geniş ve tafsilatlı bir şekle çevrilerek yazılmasına Tahşiye denir.  

Haşiye, (Arapça, حاشيه , İng. post scriptum),  
Sahife kenarına veya altına yazılan izahata denilir. Bir kitabın izah ve şerhini yapan yazı, anlamına da gelir.  
Kenar. Şerh kitabı. 
Bir eseri daha iyi açıklamak için yazılan kitap demektir.
Sahife kenarına veya altına yazılan izah.
Bir kitabın izah ve şerhini yapan yazı.
Kenar, pervaz. 
Bir yazmada yazarın verdiği bilgiyi açıklamak ya da aynı konuda daha ayrıntılı bir bilgi vermek amacıyla başka bir yazarca oluşturulan yazma. 


Ayrıca Korkutma, ürpertme anlamında da kullanılır.

Eskiden bir eseri daha iyi açıklamak için yazılan kitaba, şerh kitabına verilen ad ...

Haşiye, 
Haşiye (Arapça, حاشيه , İng. post scriptum),  
Dipnot.
Derkenar, haşiye yazma veya yazılma.
Şerh kitabı. 
Bir eseri daha iyi açıklamak için yazılan kitap demektir.
Sahife kenarına veya altına yazılan izah.
Bir kitabın izah ve şerhini yapan yazı.
Kenar, pervaz. 
Bir yazmada yazarın verdiği bilgiyi açıklamak ya da aynı konuda daha ayrıntılı bir bilgi vermek amacıyla başka bir yazarca oluşturulan yazma.  



Sahife kenarına veya altına yazılan izahata denilir. Bir kitabın izah ve şerhini yapan yazı, anlamına da gelir. Haşiye yazma veya yazılma işine ise Tahşiye denir.
 

Ayrıca Korkutma, ürpertme anlamında da kullanılır.

15 Aralık 2014 Pazartesi

Osmanlıca dipnot yazma, haşiye yazma, çıkma yapma ...

Tahşiye,
Tahşiye, (Arapça, تحشيه ). Haşiye yazma.
Eskiden dipnot yazma, çıkma yapma.

Dipnot.
Dipnot ekleme.
Derkenar, 

Haşiye yazma veya yazılma. 
Haşiye yazma veya yazılma işinin adıdır.
Bir anlamda yorumlama. 

Genelde otorite alim ve evliyalar tarafından, özet olarak yazılmış ve anlaşılması zor olan kaynakların, anlaşılır hale getirilmesi ve geniş ve tafsilatlı bir şekle çevrilerek yazılmasına Tahşiye denir.  

Haşiye, (Arapça, حاشيه , İng. post scriptum),  
Sahife kenarına veya altına yazılan izahata denilir. Bir kitabın izah ve şerhini yapan yazı, anlamına da gelir.  
Kenar. Şerh kitabı. 
Bir eseri daha iyi açıklamak için yazılan kitap demektir.
Sahife kenarına veya altına yazılan izah.
Bir kitabın izah ve şerhini yapan yazı.
Kenar, pervaz. 
Bir yazmada yazarın verdiği bilgiyi açıklamak ya da aynı konuda daha ayrıntılı bir bilgi vermek amacıyla başka bir yazarca oluşturulan yazma. 


Ayrıca Korkutma, ürpertme anlamında da kullanılır.

14 Aralık 2014 Pazar

"Kumral Ada, Mavi Tuna", "Su", "Balık izlerinin Sesi", Uzun Beyaz Bulut-Gelibolu" eserleri ile tanınan, Türk roman, öykü ve gezi edebiyatı kadın yazarı ...

Buket Uzuner (1955, Ankara),
Romancı, hikayeci ve gezi yazarı Buket Uzuner.
Ankara’da 3 Ekim 1955 'de doğdu. Hacettepe Üniversitesi, Bergen Üniversitesi-Norveç, Michigan Üniversitesi-ABD' de moleküler biyoloji ve çevre bilim eğitimi aldı. Tampere Teknik Üniversitesi-Finlandiya ve O.D.T.Ü, Çevre Mühendisliği Bölümünde uzman ve araştırmacı olarak çalıştı, ders anlattı. Kuzey Sahra Afrikası, Kuzey Amerika, Kanada ve Avrupa’da gezgin, araştırmacı ve öğrenci olarak bulundu. Sinema, turizm, reklam ve yabancı dil sektörlerinde faaliyette bulundu.


Buket Uzuner, Türkiye Cumhuriyeti’nin 75. Kuruluş yıldönümünde, Cumhuriyetin 75 Başarılı Kadını listesine girmiştir. Romanları bir çok yabancı dile çevrilen Buket Uzuner 1996 yılında (ABD) Iowa Üniversitesi’nin (IWP) onur üyesi olmuş, 2004 yılında da ODTÜ senatosu tarafında takdir belgesiyle onurlandırılmıştır.

Kuzey Afrika, Kuzey Amerika ve Avrupa'da uzun yıllar geçiren Buket Uzuner, halen İstanbul'da yaşamaktadır. 14.12.2014


Eserleri;
Anneleri, Babaları, Ayın En Çıplak Günü (1988), 
Balık İzlerinin Sesi (1993 Yunus Nadi Roman Ödülü) (1992),
Benim Adım İstanbul (Deneme), Benim Adım Mayıs (1986), 
Bir Siyah Saçlı Kadının Gezi Notları (1989),
Gümüş Yaz - Gümüş Kız (Biyografi),  Güneş Yiyen Çingene (1989),
İki Yeşil Susamuru,  İstanbullular (Çizgi) (2007)
Karayel Hüznü (1993), 
Kumral Ada~Mavi Tuna romanı, Mediterranean Waltz / Ambar Ada adlarıyla yurt dışında bir çok ülkede yayınlandı. (1998 İÜ. İletişim Fakültesi Ödülü) (1997),
New York Seyir Defteri (2000)
Selin ve Cem’le Yolculuklar (Deneme), Sevgilileri ve Diğerleri (1991),
Şairler Şehri (1994), Şehir Romantiğinin Günlüğü (1998), Şiirin Kızkardeşi Öykü(2003),
Uyumsuz Defne Kaman’ın Maceraları/ SU (2012),
Uzun Beyaz Bulut- Gelibolu (2001),
Yolda (2009).



Donuk renkli otomobil boyaları için kullanılan sözcük ...

Opak, (İng. opaque, Frn. opaque).
Donuk Renk, 
Mat (renk).
Parlaklığı olmayan,
Donuk renkli otomobil boyaları için kullanılan sözcük.
Şeffaf ve geçirgen olmayan.
Donuk, şeffaf olmayan, mat. 
Işık geçirmez, ışın geçirmez.
Saydamsız, 
Soluk.
Bulutlu.
Metalik olmayan oto boyası rengi.
Opak boyalar sürüldükleri zeminin ışığı yansıtmazlar 

Opak kelimesinin diğer anlamları;
Anlaşılmaz, 
Renksiz, 
Mantıksız, sersem, 
Mankafa,
Monoton. 
Cin, peri gibi doğaüstü yaratık. 
Elektrik ve sıcaklığı geçirmeyen. 

13 Aralık 2014 Cumartesi

Eski bir ağırlık ölçüsü birimi ..

Farak,
Eski bir ağırlık ölçüsü birimi.
Farak,
Batman,

Osmanlı İmparatorluğu döneminde kullanılmış olan eski bir ağırlık ölçüsü birimi Okka' dır. Şehir ve kasabalara göre ağırlık değeri farklılık göstermekle beraber, genellikle 1282 gram değerinde kabul edilmiştir.

Eskiden kullanılan bir ağırlık ölçüsü;
Arpa.
Bağdat Tağarı.
Bale.
Balya.
Basil.
Batman.
Binter.
Buğday.
Çeki. 
Çekirdek, (Keçiboynuzu çekirdeği).
Çelik.
Denk. 
Dimin, (Timin), (24 kg.)
Dirhem (Direm).
Dolu.
Dönük.
Emina (Tahıllar için).
Farak. 
Feddan. 
Gödek.
Hilal.
Habbe.
Kapak.
Kafız.
Kantar (Kintar). 
Kıyye-i atika, Okiyye, Kıyye (Okka).
Krat (Kırat).
tmir.
Kile.
Kuranga.
Kutu.
Lasta.
Libre.
Lodra.  
Ludre.  
Mekuk.
Mintan, (1/2 Kile).
Miskal, (1,5 Dirhem).
Mut, (50 Şinik).
Okka, (Kıyye-i atika, Okiyye, Kıyye).
Ratl (Rıtl), (130 Dirhem). 
Sa.
Şinik.
Tıl,
Timin (Dimin) (24 kg.).
Tonilato.
Urup.
Vakiye,
Vakiyei Şer'i.
Vezne,
Vezne Ledresi,
Vibe.
Vukiyye.
Zerre.