Haşhaşiler, (Arapça حشیشیة)
Haşişin,
Haşhaşiyyin,
Assasination.
1090 yılının eylül ayında İsmaili din adamı Hasan Sabbah tarafından kurulmuş dini bir tarikat ve siyasi bir örgüttür.
Batı dillerinde assasin, assissin, heyssisini gibi kelimeler ile ifade edilen suikastçi, kiralık katil anlamına gelen kelimenin arapçası haşhaşin (afyonkeş) dir.
Başka bir rivayete göre Hasan Sabbah'ın müritleri, anlamında tarikatın esaslarına bağlı olan anlamında kullanılan esasiyun kelimesinden geldiği denilmektedir. O dönemlerde Marko Polo gezilerinde, 1273 yılında Alamut kalesini ziyaret eder. Burayı anlatırken alkollü içecekleri andıran bir uyuşturucu için haşhaşi ismi kullanıldığını ifade etmektedir. Başka bir rivayete göre Haşhaşi kelimesi Hasan'ın takipçileri anlamında kullanılmıştır. Sonuçta bir tarikat ve örgüt olup özellikle siyasi suikast düzenleyerek düşmanlarını yok ettikleri şeklinde bilinmektedir.
Başka bir rivayete göre Hasan Sabbah'ın müritleri, anlamında tarikatın esaslarına bağlı olan anlamında kullanılan esasiyun kelimesinden geldiği denilmektedir. O dönemlerde Marko Polo gezilerinde, 1273 yılında Alamut kalesini ziyaret eder. Burayı anlatırken alkollü içecekleri andıran bir uyuşturucu için haşhaşi ismi kullanıldığını ifade etmektedir. Başka bir rivayete göre Haşhaşi kelimesi Hasan'ın takipçileri anlamında kullanılmıştır. Sonuçta bir tarikat ve örgüt olup özellikle siyasi suikast düzenleyerek düşmanlarını yok ettikleri şeklinde bilinmektedir.
Büyük Selçuklu Devleti zamanında yaşamış olan, İran'da Kum kentinde doğan Hasan Sabbah (1034 - 1124) tarafından kurulan bir tarikattır. Tam adı Hasan bin Ali bin Muhammed bin Cafer bin Hüseyin bin Sabbah El-Hamari İran'ın Rey şehrinde yaşarken, şiiliği benimsemiştir. Kahire'de eğitim görürken Selçuklular devletinde, ünlü Nizamülmülk'ün emrinde
çalışmıştır. Bu nedenle Nizamülmülk'e karşı bir tepkisi gelişmiştir.
Eyyubilere, Selçuklulara, Abbasilere Tapınak Şövalyelerine, Haçlılara karşı bir çok siyasi suikastler yapmışlardır. Haşhaşin
Tarikatı uzun zaman önemli kişilere karşı suikastlerle güçlü bir
silahlı örgüt olarak İran'da ve Mezopotamya'da bir askeri ve siyasal güç
olarak varlığını sürdürmüştür. Moğol komutanı Hülagu Han, 1256
yılında Alamut kalesini almış ve
sonra bu kaleyi yakıp yıkmıştır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder