Translate

5 Temmuz 2009 Pazar

Sosyal psikolojinin kurucular kuşağı içinde yeralmış, deneysel psikoloji yöntemlerini kullanmadaki başarılarıyla uluslararası ün kazanmış psikologumuz...

Muzaffer Şerif Başoğlu,
Dünyaca ünlü sosyal psikoloji uzmanıdır.

1945 yılında Türkiye’den ayrılan, bir daha da geri dönmeyen, bu tarihten sonra adının sadece İngilizce’ ye çevrilmiş halini kullanan ve sonrasında bir kez olsun Türkçe yayın yapmayan Muzaffer Şerif, Türkiye’de bir parça unutuldu/unutturuldu, yazıları ve kitapları gündemden çıktı. Oysa Muzaffer Şerif, hem 1940’ ların aydın kuşağı içinde tuttuğu yerle, hem de ana akım Amerikan sosyal psikolojilerinden farklı olarak sosyal psikolojiyi toplumsal bir bütünlük içinde anlayışıyla bugün de ilgiyi hak ediyor. Ankara üniversitesi psikoloji bölümünün kurucusudur.

1906 İzmir, Ödemiş doğumlu ve varlıklı bir ailenin çocuğu olan Muzaffer Şerif Başoğlu çocukluk ve gençlik yıllarında savaşlara tanık olmuş, 1919 yılında bir Yunan askerinin merhametiyle süngülenmekten kurtulmuş ve sonunda hayatını insan grupları arasındaki problemleri anlamaya adamıştır. İstanbul Üniversitesi’ nde 1928’de aldığı bir master derecesinden sonra Harward’a giden Sherif, Büyük Ekonomik Depresyon’ u ve onun toplumsal sonuçlarını orada yaşamış ve Almanya’ya geçmiştir. Burada Gestalt psikologlarından Köhler ile tanışan Sherif, Nazizmin yükselişini de izlemiştir. Bilindiği üzere Sherif 1936’da “Toplumsal Normların Psikolojisi” isimli ses getiren kitabını yayınladıktan sonra yurda dönmüş ve politik içerikli kimi çalışmalara başlamıştır. İkinci Dünya Savaşı’nın da etkisiyle akademik faaliyetlerini siyasallaştırmaktan kaçınmayan Sherif, 1943’te Irk Psikolojisi isimli kitabını yayınlamış ve savaş yıllarında Ankara Üniversitesi’nde sosyoloji bölümü başkanı olan Behice Boran ile birlikte çeşitli siyasal dergilerde yazıları yayınlanmıştır. Bu yazılar da Değişen Dünya (Sherif, 1945) isimli bir kitapta toplanmıştır. 1944 yılında artık çok fazla göze battığında, halihazırda Nazizm’i destekleyen Türkiye hükümeti tarafından 4 aylığına tutuklanmıştı. Amerika’daki arkadaşları ve hocaları Hadley Cantril, Leonard Doob, Gardner Murphy ve Gordon Allport’un da desteğiyle hapishaneden kurtarılan Sherif, Amerikan hükümetinin de desteğiyle yurt dışına cıkarıldı. Daha sonra Türkiye’ye dönmek isteyen Sherif, bir Amerikalı ile evli olmasının sorun yaratacağına dair bir bilgi sahibi olduğu için ülkeye geri dönmedi ve kişisel serüvenine Amerika’da devam etti.

Bu büyük bilim adamı vatandaşlıktan çıkarıldıktan sonra amerikada yaptığı deneylerle sosyal pisikolojinin kurucularından olmuştur. Özellikle en ünlü olan deneyi: bir grup insanın karanlık bir odaya toplanıp otokinetik ilüzyonu karşısında, karanlıkta beliren ve aslında hareket etmeyen ışık demedinin uzaklığı tahmin ettirilirken ,insanların birbirlerinin algılarını etkilemesiyle bir grup normu ortaya çıkardıklarını saptamıştır. Ve bu saptama diğer deneylerinde önünü açarak sosyal psikolojinin kurucularından biri olmasını sağlamıştır. aynı zamanda. sınır dışı edilen muzaffer sherif'in bir daha türkçe konuşmadığı da söylenmektedir. Kendi adıyla anılan bir deney ile dünya literatürüne geçmiştir. "Şerif Deneyi" "sherif experiment".

Hiç yorum yok: