Isparta' nın düğün yemeğidir.
Kabune Pilavı:
Tatlı soğan halka halka doğranıp karabiber ve tuz ile ovularak bakır kazanların altına konulur. Üzerine haşlanmış nohut ilave edilir. Nohutun üzerine önceden haşlanmış kuzu kaburgalarının etleri didilerek konulur. Bunun üzerine de bire bir buçuk ölçeğinde pirinç ve et suyu ilave edilerek sac ayağında üzüm asmasının çırpısıyla hızlı ateşte 15 dakika içerisinde pişirilir. Suyunu çekmiş ve pişmiş olan pirinç ocaktan indirilmeden önce üzerine kızartılan tereyağı dökülür. Daha sonra ocaktan indirilerek dinlendirmeye alınır.
Servis yaparken porselen çorba kasesine en altta nohut ve et, üstüne de pirinç konuluyor ve kase ters şekilde servis tabağına kapatılıp et ve nohut üzerine gelecek şekilde servis ediliyor.
Kabune pilavının bir de hikayesi şöyledir.;
Yüzyıllar öncesi küçük Isparta şehrinde gelin ile kaynana gezmeye gider, akşam saati olup eve geç kalırlar. Hazırda bir yemek yoktur ve kaynana telaşlanır. Gelin “merak etme ana, hemen hallederim” der. Mutfakta tel dolabın içerisinde bir gün öncesinden kalan haşlanmış etli nohut yemeği vardır. Hemen soğan doğrayıp bir kazana koyar, üzerine de et ve nohutu ilave eder. Pirinç ve et suyunu da ilave ettikten sonra sac ayağında üzüm asmasının çırpısı ile 5 dakikada pişirerek kapağı ile birlikte yemek tablası olarak kullanılan zinini üzerine bakır kazanı koyar. Akşam yemeğinde kapağı ilk açan kaynana gördüğü pilavın şaşkınlığı ile “GIBUNE” (kız bu ne) der ve o günden beri bu pilav zamanla ismi biraz değişerek “kabune” olarak anılır. Çabuk pişmesi ve doyurucu bir yemek olması ile günümüzde kabune pilavı hala düğünlerde, mevlütlerde ve toplu yemeklerde ikram edilmektedir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder