Kadınların sokakta giydikleri, mantoya benzer, arkası bol, yakasız, çoğu kez eteklere kadar uzayan üst giysisi.
Eskiden kadınların örtünme için giydikleri elbisenin adı. Sonraları ferace yerine çarşaf kullanılmaya başlandı. Feraceler fantazi kumaştan, çuhadan, softan yapılırdı. Genellikle düz, sade olanların yaygın olduğu gibi, cepleri ve yakaları işlemeli olanları da vardı. Modaya göre daha koyu renkli, arka yakası uzun, bedeni bol ve dar olanları da giyilirdi. Feracenin al renkli olanı gençler arasında daha yaygındı. Ferace günümüzdeki kadınların giydiği mantonun çok benzeri olup, mantodan farklı özelliği geniş yakalarının olmayışı ve daha uzun oluşudur. Ferace boyun kısmını tam olarak kapatmadığı için, kadının baş ve yüz kısmı yaşmakla kapatılırdı. Ayakkabının, çantanın ve şemsiyenin renginin feraceninkine uygun olmasına günümüz kadınları gibi, eskiler de çok dikkat ederlerdi. İlmiye sınıfından olan kimselerin resmi günlerde giymiş olduğu sırma işlemeli elbiseye de ferace ismi verilirdi. Çuhadan yapılan bu feracenin kolları oldukça boldu. Bu feraceler Osmanlı Devletinin sonuna kadar devam etmişti.
Tanzimat devrinden önce sarayın üst makamında olanlar da ferace giyerlerdi. Böyle feracelerden bazılarının içi kürkle kaplı olurdu. Ulemaya ait olanlarınkine, ulema, kadınlarınkine kadın, erkeklerinkine de erkek feracesi denirdi. Yapılış olarak kadın ve erkeklerin çuhası farklı biçimlerde idi. Ferace 20. yüzyılın başlarına kadar giyilmiştir. Bazı bölgelerde halen giyilmektedir.
"Bundan böyle kadınlar bir karıştan ziyade büyük yakalı ferace ve üç değirmiden fazla baş yemenisi ile sokağa çıkamayacaklardır. Feracelerde süs olarak bir parmaktan enli şerit kullanılmayacaktır. Bu yasakları dinlemeyecek olan kadınların sokakta yakaları kesileceği ve esvaplarının yırtılacağı ilan olunsun. Dinlememekte ısrar edenler yakalanıp başka şehirlere sürüleceklerdir."
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder