Translate

8 Kasım 2009 Pazar

1902-1974 yılları arasında yaşayan ve soyut anlayıştaki yapıtlarıyla tanınan Türk Ressamı...

Refik Fazıl Epikman (d. 1902 İstanbul - ö. 1974 Ankara), 

Türk ressamdır. Davutpaşa İdadisi’nden sonra 1918 yılında Sanayi-i Nefise Mektebi’ne girdi. 1924 yılında Milli Eğitim Bakanlığı’nın açmış olduğu Avrupa sınavını kazanarak öğrenimine devam etmek üzere Paris’e gitti. Paris’te Julian Akademisi’nde Paul-Albert Laurents atölyesinde çalıştı. 1928 yılında öğrenimini tamamlayıp yurda döndüğünde İstanbul Güzel Sanatlar Akademisi (Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi’ne öğretmen olarak atandı. 15 Nisan 1929 tarihinde kurulan Müstakil Ressamlar ve Heykeltraşlar Birliği’nin kurucu üyeleri arasında yer alır.
Birlik, Refik Epikman’ın dışında, Cevat Dereli, Şeref Akdik, Mahmut Cüda, Nurullah Berk, Hale Asaf, Ali Avni Çelebi, Zeki Kocamemi gibi ressam ve heykeltraş Muhittin Sebati ile Ratip Aşir Acudoğlu gibi kurucu üyelerden oluşmaktadır. Müstakil Ressamlar ve Heykeltraşlar Birliği, Türkiye Cumhuriyeti’nin resim alanında kurumsallaşmasının belirgin bir kanıtı olan, sanatçı birliği olarak kurulmuştur. Çağdaş Türkiye Cumhuriyeti’nin resim alanında "Müstakiller" hareketi, Avrupa’da sanat alanında hızla ortaya çıkan değişimleri Türkiye’ye getirmeleri, bir başka değişle Müstakiller hareketinin, Türkiye Cumhuriyeti’nde eser veren sanatçıların ortak anlayış çerçevesinde bir araya gelerek “grup” kavramının ortaya çıkmasına neden olmaları bakımından önemlidir.


Refik Epikman'ın "Bar" adlı yapıtı


 1931 yılında askerlik nedeniyle akademideki göreviden ayrılan sanatçı, askerde olduğu dönemde akademiye egemen olan, Osmanlı Ressamlar Cemiyeti üyelerinin engellemeleri nedeniyle, 1933 yılında askerlik görevinden döndüğünde, yeniden akademiye kabul edilmedi. Bunun üzerine Ankara Atatürk Lisesi’nde resim öğretmeni olarak göreve başladı, 1939 yılında ise Ankara Gazi Muallim Mektebi ve Terbiye Enstitüsü Resim-iş bölümüne atölye hocası olarak atandı.
1966 yılına kadar bu görevde kalan Refik Epikman, emekli olduktan sonra Halkevlerinde Güzel Sanatlar kolu başkanlığına getirildi. Resim uygulamalarının dışında çeşitli yayın organlarında yazdığı yazılar ile sanat olgusu adına önemli etkinlikler gerçekleştirdi. Sanat üzerine yazı ve kitaplarıyla, Türkiye’de sanat yayımcılığının emekleme aşamasının yaşandığı bir dönemde, önemli hizmetlerde bulundu. 1944’te düzenlenen 6. Devlet Resim ve Heykel Sergisi’nde üçüncülük ödülünü, 1974’te 35. Devlet Resim ve Heykel Sergisi’nde ise şeref ödülüne layık görüldükten 1 gün sonra 17 Mayıs 1974 tarihinde ölmüştür.
Çalışmalarını karma sergilerde sergileyen; ancak kişisel sergi açmayan sanatçı, ilk Türkiye Büyük Millet Meclisi binasının toplantı salonuna açılan odalarına Cumhuriyet’in ilanını konu alan büyük boyutlu resimler yaptı.

Hiç yorum yok: