Osmanlı maliye teşkilâtının başında "Defterdar" adı verilen bir görevli bulunmaktadır. Osmanlı maliyesi, "Miri hazine" (veya dış hazine) ile Enderun (veya iç hazine) hazinesi olmak üzere iki kısımdı. Dış hazinenin görev ve yetkisi, devletin genel gelirlerini toplamak ve gerekli masrafları yerli yerinde kullanmak şeklinde belirlenmiştir.İç hazine ise padişaha aittir. Padişahlar, bu hazineyi istedikleri şekilde kullanıyorlardı. Osmanlı maliyesinin farklı gelir kaynakların başında halktan toplanan vergiler geliyordu. Kamu hizmetlerinin düzenli bir şekilde devamlılığını temin için baş vurulan bir çare olan verginin, devletlerin ekonomik ve sosyal hayatlarında önemli bir yeri bulunmaktadır. Osmanlı vergisi iki ana bölümden oluşmaktadır.
Bunlardan biri Şer'î Vergiler, diğeri de Örfî vergilerdir.
Bunlardan biri Şer'î Vergiler, diğeri de Örfî vergilerdir.
Adet-i agnam: Koyun vergisi,
Amediye: Osmanlı Devleti hudutları dahilinde bulunan sehirler arasında (kara ve deniz yolu ile) gönderilen emtia için, gönderildigi yerde alınan vergidir.
Avani: Batılı tacirlerin ticaret için geldikleri Osmanlı limanlarında gümrük dışında vermek ya da ödemek zorunda kaldıkları her şey için kullandıkları deyim.
Avarız: Olağanüstü hallerde, tebeaya yüklenen bedenî, malî ve aynî bir vergi,
Bac-ı Bazar: Pazar vergisi,
Baç,
Badihava:Topraksız köylülerden alınan kazanç vergisi,
Bâd-ı Heva: Evlenen kız ve dul kadınlardan alınan resm-i arûs, cürmi cinayet, niyâbet, resm-i tapı, resm-i zemin, yave, abd-i abık, kenizek, tütün resmi, adet-i destbâni vs. gibi adlar altında da tahsil edilen vergilerdir. Bugün kullandıgımız bedava kelimesi, nereden geldigi belli olmayan anlamındaki bad-ı heva’dan gelmektedir.
Bennak: Evli olup çiftliği olmayan erkeklerden her yıl alınan vergi,
Cizye: Müslüman olmayanlardan askerlik hizmeti karşılığı vergi,
Haraç: Gayri Müslim tebeayi ilgilendiren vergi,
Harç(Haraç): Resmî dairelerde mahkemelerde hakim, kadı ve naillerin verdikleri hüccetlerden, sicillere geçirilen hükümlerden, meşihat makamından yazılı olarak çıkan fetvalardan, ölen bir kimsenin mirasçıları arasında yapılan miras taksiminden, nikah vs. gibi muamelelerin karşılığı alınan vergi,
Hınzıriyye (Canavar vergisi): Osmanlı’ da domuza “canavar-hınzır” deniyordu. Bununla ilgili olarak gayrimüslimlerden alınan vergiye ise “rüsm-u hınzıriyye” adı verilmişti. Anadolu ve Arabistan’da domuz besleme görülmediği için bu vergi daha çok Rumeli vilayetleri ile Sırbıstan ve daha ötelerdeki bölgelerden tahsil edliyordu. Uzunca süre domuz başına 10 kuruş olan vergi imparatorluğun son dönemlerinde 5 kuruşa kadar gerilemişti.
Him: Osmanlı devletinde Trablusgarp ve Bingazi' den alınan vergiler.
İltizam: Kamu mallarını kiralamaya dayanan vergi toplama yöntemi.
İmdadiye: Muharebe masraflarını karşılamak üzere vatandaşlardan alınan bir vergi,
İspenç: Gayri müslim erkeklerden alınan bir vergi,
İştira: Ordunun ambarlarına toplanan hububat(Nüzül ve sürsat yerine toplanan vergi)
Keşufiye: Mısır' dan toplanarak padişaha verilen vergi.
Lez: Osmanlı devletinde Trablusgarp ve Bingazi' den alınan vergiler.
Makiriye: Bazı iskelelerden alınan vergi.
Mastariye: Yabancı bir devletten Osmanlı toprakları dahilindeki bir şehir veya iskeleye getirilip satılan maldan alınan gümrük vergisidir.
Mururiye: Osmanlı Devleti’nin topraklarına, dısarıdan giren fakat içerde tüketilmeyip baska bir ülkeye gönderilen emtiadan (geçis hakkı için) alınan vergidir.
Mücerred: Bekar, başkasına muhtaç olmayan erkeklerden alınan vergi,
Nüzül: Askerin iaşesi için hazırlanan erzak, askeri birliklerin gıda ihtiyacı için yörelerden un, arpa vb. ayni olarak alınan bir vergidir.
Öşür (Aşar): Ziraî mahsullerden Müslüman halktan alınan vergi, Bölgelere ve şartlara göre toplam tarımsal üretimin 1/5 ile 1/10’u oranında ayni ve nakdi olmak üzere iki sekilde tahsil edilir.
Öşr-ü kovan: Kovan vergisi,
Refetiye-Reftiye: Osmanlı sınırları dısına çıkarılan emtiadan çıkıs esnasında alınan, gümrük vergisi benzeri vergidir.
Resm,
Salariye (salarlık) : Osmanlı devletinde Trablusgarp ve Bingazi' den alınan vergiler. Öşür tahsili sırasında tahsildarların, hasat dönemi boyunca kendilerine ve hayvanlarına yem olmak üzere köylülerden topladıkları ek vergidir.
Salgun: Olağanüstü durumların gerektirdiği masraflar ile belirli özelliklere sahip yiyecek maddelerini, harp levazım ve masraflarını, belirli vergi kaynaklarından karşılayamayacağını anladığı zaman, para, hizmet, eşya ve mahsûl miktarı tespit edilerek muhtelif bölge ve mahallere göre alınan vergidir,
Selamet Akçası: Koyun sürülerinin meskun mahal ve yerlerden geçisi sırasında alınan vergidir.
Sürsat: Ordunun gereksinimi için toplanan erzak,
Zebiha: Şehir ve kasabaların dısında insa edilmis bulunan mezbahalarda kesilen hayvanlardan alınan vergidir.
Amediye: Osmanlı Devleti hudutları dahilinde bulunan sehirler arasında (kara ve deniz yolu ile) gönderilen emtia için, gönderildigi yerde alınan vergidir.
Avani: Batılı tacirlerin ticaret için geldikleri Osmanlı limanlarında gümrük dışında vermek ya da ödemek zorunda kaldıkları her şey için kullandıkları deyim.
Avarız: Olağanüstü hallerde, tebeaya yüklenen bedenî, malî ve aynî bir vergi,
Bac-ı Bazar: Pazar vergisi,
Baç,
Badihava:Topraksız köylülerden alınan kazanç vergisi,
Bâd-ı Heva: Evlenen kız ve dul kadınlardan alınan resm-i arûs, cürmi cinayet, niyâbet, resm-i tapı, resm-i zemin, yave, abd-i abık, kenizek, tütün resmi, adet-i destbâni vs. gibi adlar altında da tahsil edilen vergilerdir. Bugün kullandıgımız bedava kelimesi, nereden geldigi belli olmayan anlamındaki bad-ı heva’dan gelmektedir.
Bennak: Evli olup çiftliği olmayan erkeklerden her yıl alınan vergi,
Cizye: Müslüman olmayanlardan askerlik hizmeti karşılığı vergi,
Haraç: Gayri Müslim tebeayi ilgilendiren vergi,
Harç(Haraç): Resmî dairelerde mahkemelerde hakim, kadı ve naillerin verdikleri hüccetlerden, sicillere geçirilen hükümlerden, meşihat makamından yazılı olarak çıkan fetvalardan, ölen bir kimsenin mirasçıları arasında yapılan miras taksiminden, nikah vs. gibi muamelelerin karşılığı alınan vergi,
Hınzıriyye (Canavar vergisi): Osmanlı’ da domuza “canavar-hınzır” deniyordu. Bununla ilgili olarak gayrimüslimlerden alınan vergiye ise “rüsm-u hınzıriyye” adı verilmişti. Anadolu ve Arabistan’da domuz besleme görülmediği için bu vergi daha çok Rumeli vilayetleri ile Sırbıstan ve daha ötelerdeki bölgelerden tahsil edliyordu. Uzunca süre domuz başına 10 kuruş olan vergi imparatorluğun son dönemlerinde 5 kuruşa kadar gerilemişti.
Him: Osmanlı devletinde Trablusgarp ve Bingazi' den alınan vergiler.
İltizam: Kamu mallarını kiralamaya dayanan vergi toplama yöntemi.
İmdadiye: Muharebe masraflarını karşılamak üzere vatandaşlardan alınan bir vergi,
İspenç: Gayri müslim erkeklerden alınan bir vergi,
İştira: Ordunun ambarlarına toplanan hububat(Nüzül ve sürsat yerine toplanan vergi)
Keşufiye: Mısır' dan toplanarak padişaha verilen vergi.
Lez: Osmanlı devletinde Trablusgarp ve Bingazi' den alınan vergiler.
Makiriye: Bazı iskelelerden alınan vergi.
Mastariye: Yabancı bir devletten Osmanlı toprakları dahilindeki bir şehir veya iskeleye getirilip satılan maldan alınan gümrük vergisidir.
Mururiye: Osmanlı Devleti’nin topraklarına, dısarıdan giren fakat içerde tüketilmeyip baska bir ülkeye gönderilen emtiadan (geçis hakkı için) alınan vergidir.
Mücerred: Bekar, başkasına muhtaç olmayan erkeklerden alınan vergi,
Nüzül: Askerin iaşesi için hazırlanan erzak, askeri birliklerin gıda ihtiyacı için yörelerden un, arpa vb. ayni olarak alınan bir vergidir.
Öşür (Aşar): Ziraî mahsullerden Müslüman halktan alınan vergi, Bölgelere ve şartlara göre toplam tarımsal üretimin 1/5 ile 1/10’u oranında ayni ve nakdi olmak üzere iki sekilde tahsil edilir.
Öşr-ü kovan: Kovan vergisi,
Refetiye-Reftiye: Osmanlı sınırları dısına çıkarılan emtiadan çıkıs esnasında alınan, gümrük vergisi benzeri vergidir.
Resm,
Salariye (salarlık) : Osmanlı devletinde Trablusgarp ve Bingazi' den alınan vergiler. Öşür tahsili sırasında tahsildarların, hasat dönemi boyunca kendilerine ve hayvanlarına yem olmak üzere köylülerden topladıkları ek vergidir.
Salgun: Olağanüstü durumların gerektirdiği masraflar ile belirli özelliklere sahip yiyecek maddelerini, harp levazım ve masraflarını, belirli vergi kaynaklarından karşılayamayacağını anladığı zaman, para, hizmet, eşya ve mahsûl miktarı tespit edilerek muhtelif bölge ve mahallere göre alınan vergidir,
Selamet Akçası: Koyun sürülerinin meskun mahal ve yerlerden geçisi sırasında alınan vergidir.
Sürsat: Ordunun gereksinimi için toplanan erzak,
Zebiha: Şehir ve kasabaların dısında insa edilmis bulunan mezbahalarda kesilen hayvanlardan alınan vergidir.
Zekât: İslâm'ın beş şartından biri olup devlet ve toplumun fert üzerindeki hakkıdır ve devlet tarafından toplanır ve yerine sarf edilir,
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder