Translate

16 Mayıs 2010 Pazar

Bektaşilerde Dede' lere verilen para...

Hakkullah,
Çerağ akçesi,

Alevi ve bektaşi müritleri aydınlatmak için düzenlenen cemaatlerde dedelere yapılan yardım veya verilen para.

Alevi bektaşilerde dedelere, geçimlerini sağlamak için yapılan yardım. Dedelerin görevi, salt cem yönetmek değildir. Yılın belirli günlerinde, kendilerine bağlı yerleşim yerlerini dolaşarak toplum ilişkilerini gözden geçirirler, dedeye bu hizmet karşılığında her talip, daha önceden rehber ya da saygın bir kişinin başkanlığında toplanan kurum kendisine uygun bulduğu salmayı (parayı ya da malı) verir. Kimi kez bu bedel köyce toplanıp ortak verilir.

Alevilerde dini harcamalar cemaate bırakılmıştır. Devletin ya da o dönemdeki
yöneticilerin din üzeride otorite kurmamaları için, dinsel giderlerini Alevi toplumu tarafından karşılanması cihetine gidilmiştir. Demokrasi ve laiklik anlayışında inançların ve dini mekanların devlet kontrolünden ve müdahalesinden çıkarılarak, “sivil topluma” yani “cemaatlere” bırakılması görüşü ve uygulaması, çok eskiden beri hayata geçirilmiştir. 

Aleviler, ibadet kurumlarının idamesini Kur’an’ın şu Ayetleine dayanarak yaşamasını sağlamışlar ve bugüne dek getirmişlerdir. Enfal Suresi 41. nci ve Haşr Suresi 7. nci Ayetleri gereğince; her ikrar vermiş talip ve musahib kardeşler yılda bir kez olmak kaydıyla “Hakk’ullah” diğer adıyla “Çerağlık” vermek farz kılınmıştır.

Din vergisi de diyebileceğimiz bu nakti ya da ayni ödenti kişinin veya ailenin yıllık net kazancının beşte biri (1/5) oranındadır. Alınan bu “Hakkullah” da beş eşit parçaya bölünerek şöyle üleştirilir: 1) Velayet Makamı olarak Hace Bektaş Dergah’ına “Kara-kazan” hakkı. 2) Mürşid Makamına. 3) Pir Makamına. 4) Rehber Makamına. 5) Fakir ve yoksullara. 

Hakkullah yıllık “görgü cemi” döneminde ya da harman sonu rehberler tarafından toplanır ve cemi yürüten dede; hiyerarşik yapıya göre ve köy ya da yöredeki fakir ve yoksulların,ihtiyaç sahiblerin durumları göz önüne alınarak paylaştırılarak dağıtılır.

Bazı dönemlerde dergahlara devlet yöneticiler ve Sultanlar tarafından da “çerağ akçesi” gönderildiğini bilmekteyiz. Alevi dergahları daha çok birer üretim merkezleri şeklinde örgütlenerek çalışmışlardır.

Hiç yorum yok: