Translate

9 Mayıs 2010 Pazar

Paskalya adası' nda bulunan, volkanik taşlardan yapılmış devasa baş heykellerine verilen ad...

Ariki Yontusu, 
Moai,

Paskalya adasında bulunan ve boyları yediyle yirmi metre arasında değişen,volkanik taşlardan yontulma tanrılaştırılmış şef heykellerine verilen ad.

En yakın kıtaya 3700km, en yakın yerleşim olan kara parçasına 2000km mesafede, 165km²'lik ufak bir ada: Paskalya Adası. Doğru düzgün sahili olmayan; ne bitki örtüsü, ne coğrafi özellikleri, ne de yeraltı kaynakları ilgi çekici olmayan bu volkanik adanın dünya çapındaki şöhretinin tek sebebi var: Moai. 

Adaya Easter Island ismini, Avrupalı kaşiflerden biri, bir Paskalya Bayramı arefesinde adaya çıkması sebebiyle vermiş. Ancak adanın gizemi, Avrupalılar tarafından keşfedilmesinden çok çok öncesine dayanıyor. Adaya ilk ayak basan Polinezyalı denizcilerin adaya nasıl ulaştığı, aylarca açık okyanusta nasıl hayatta kaldıkları bir sır, adayla alakalı çok sayıdaki gizemden sadece biri.
İlk yerleşimciler hızla evler ve köyler inşa etmeye başlamışlar. Elips şeklindeki bu ev inşa tarzının, adaya ilk gelenler tarafından ev ihtiyacını en pratik şekilde karşılamak için teknelerini ters çevirmek suretiyle ortaya çıktığı sanılıyor.


Paskalya Adası veya yerel ismiyle Rapa Nui, 1888 yılından bu yana Şili’ye bağlı. Ada, bir Latin Amerika ülkesi olan Şili’nin Polinezya’da olan tek toprağı. Şili’nin başkenti Santiago’da adanın etkilerini görmek mümkün. Etrafta gezinirken dikkatle bakarsanız şehrin çeşitli yerlerine serpiştirilmiş mermer, granit hatta plastik moai kopyalarını görmeniz mümkün. Moailer sayesinde, haritada ince uzun bir çizgi olarak görülen ve pek çok kişinin bir gün gidip görmek aklına bile gelmeyen Şili, sahip olduğu subtropik adasıyla ilgi odağı olmayı başarıyor.
Paskalya Adası ismini Hollandalı kaşif Jacob Roggeveen’den almış. 1722 yılında başka bir adayı bulmak için yola çıkan Roggeveen, bir paskalya bayramında bu adaya rastlamış. Adaya her dilde Paskalya anlamına gelen isim de o zaman verilmiş. Adanın Polinezya dilindeki ismi olan Rapa Nui’yi ise, zamanında buraya göçen kişiler vermişler. Garip bir üçgen şekle sahip olan bu adada 3 ayrı yanardağ bulunuyor; Terevaka, Poike ve Rano Kau. Her biri ada üzerinde çeşitli kraterler ve lav mağaraları oluşturmuş.

Paskalya Adası’nın simgeleri olan moailer, taştan oyulmuş büyük heykellere verilen isim. Moailer genelde Rano Raraku bölgesinde toplanmışlar. Moailer’in 1250 ile 1500 yılları arasında yapıldığına inanılıyor. Adanın çevresindeki devrilmiş bazı moai heykelleri, arkeologilar atarfından toplanıp Ahu denilen taş platformlar üzerine yerleştirilmişler. Heykeller vücutlarından oldukça büyük kafaları ile ünlendiler.Tıpkı Mısır’daki Piramitler örneğinde olduğu gibi, Rapa Nui’nin dev heykellerinin yapılışı ve dikilişi de merak konusu. Bu büyüklükteki taş heykellerin yapılması, taşınması ve yerleştirilmesi için ileri derecede bilgi, yaratıcılık ve fiziksel güç gerekiyor. Dikili en uzun moai Paro adında. Tam 10 m uzunluğunda ve 75 ton ağırlığında. En ağır heykel ise daha kısa ama 86 ton çekiyor. Bir tane de tamamlanmamış heykel var ki, bitseymiş tam 21 m uzunluğa ve 270 ton ağırlığa sahip olacakmış. Bu devasa hallerine rağmen moai heykelleri Polinezya’nın diğer noktalarında da göreceğiniz gibi gayet minimalist çizgilere sahipler. Yüzleri ve vücutlarında bir detay görmeniz neredeyse imkansız. Heykeller genelde uzun ve düz kayalara oyulmuşlar. Bayanları kıskandıracak estetikte burunları, çıkık alın ve kaşları, büzük dudakları, yüzlerinde gururlu bir ifadeleri var. Kafalarının vücutlarının üç katı büyüklükte olması, Polinezyalılar’ın inanış ve düşünceye sıkı sıkıya bağlı olduklarını ortaya koyuyor. Pek çok kişi bu heykellerin tıpkı Nemrut Dağı’ndakiler gibi sadece başlardan oluştuğunu sanabilir. Fakat, zaten çok kısa ve biçimsiz olan vücutları zaman içinde oluşan erozyonlar sebebiyle omuzlarına kadar toprağa gömülmüşler.

Hiç yorum yok: