Translate

3 Aralık 2009 Perşembe

Güneş sisteminin bir gezegeni olduğu sanılan büyük bir gökcismi...



Sedna,
Adını Eskimo kültüründe okyanus tanrıçası Sedna’ dan alan göktaşı 10 bin 500 Dünya yılı ile Güneş Sistem’nin en uzun yörüngesine sahip. Gezegenin keşfi ile astronomlar arasında yeni bir tartışma başladı. Sedna’nın bir gezegen olup olmadığı üzerine kafa yürüten bilim adamları bu şekilde gezegen kavramını ve Güneş Sistemi’nin de yapısal özelliklerini gözden geçiriyorlar.  Güneş Sisteminin 10. Gezegeni ‘Buz ve Kaya Krallığı’ mı? Kısa adı NASA olan Amerikan Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi tarafından fırlatılan Sedna 4 teleskobu Güneş Sistemi’nde yeni bir gezegen keşfetti.  Eğer bulgular doğruysa 74 yıllık ‘9 gezegen’ bilgisi tarihe karışacak. BBC’de yayınlanan habere göre NASA tarafından uzaya fırlatılan Sedna 4 teleskobu tarafından gönderilen bilgilerle Plüton gezegeninden daha büyük olduğu sanılan yeni uzay cismi ispat edilmesi halinde Güneş Sistemi’nin 10. gezegeni olacak. Ancak astronomlar bu cismin halen Güneş Sistemi’nin bir üyesi olup olmadığını araştırıyorlar. Daha önce de Hubble Teleskobu tarafından tespit edilen cisimle ilgili detaylı bilginin bu hafta içinde NASA tarafından dünya kamuoyurna açıklanacağı kaydedildi. En son 1930 yılında varlığı ispatlanan Plüton gezegeninden bu yana Güneş Sistemi’nde 9 gezegen olduğuna dair bilim öğretisini alt üst edecek olan ‘yeni gezegen’ bilim adamları tarafından ‘Buz ve Kaya Krallığı’ olarak ifade ediliyor.

Sedna 10 bin 500 Dünya yılı süren Güneş’in etrafında bir tam dönüşü esnasında yıldıza sadece çok kısa bir süre için yaklaşıyor ancak bi gezegenin ısınmasına yetmiyor.  Gözlem adı 2003 VB12 olan Sedna kızıl parlak bir renge sahip; bilim adamları parlak kızıl rengin gezegenin bulunduğu Güneş Sistemi’nin dış bölgeleri için oldukça olağandışı bir durum olduğunu belirtiyorlar. Dr. Brown Sedna gibi Güneş Sistemi’nin sonu sayılacak bir mesafeden Güneş’in hissedilmediğini belirtti. Dr. Brown Sedna gezegeninde bulunan bir kişinin Güneş’i toplu iğne ucu büyüklüğünde göreceğini ifade ediyor. Bilim adamları Sedna’nın yüzey ısısının -240 derece olduğunu ve bu değerin son 4.5 milyar yıldır değişmediğini belirlediler.

Sedna 1930’da Plüton’nun keşfinden sonra bulunmuş en büyük gök cismi. Kimi astronomlar Sedna’nın Plüton’dan da daha büyük olabileceğini tahmin ediyorlar. California Institute of Technology astronomlarından Prof. Michael Brown liderliğinde yürütülen bir araştırma projesi kapsamında keşfedilen Sedna Dünya’dan 10 milyar kilometre uzaklıkta Kuiper Kuşağı olarak bilinen bölgede yeralıyor. Kuşakta bulunan binlerce göktaşından şimdiye dek yaklaşık 400 tanesi tam olarak keşfedildi.  Sedna’nın da içinde bulunduğu Kuiper Kuşağı astronomlar tarafından bir “maden” olarak nitenlendiriliyor. Yüzlerce buzdan göktaşı içeren Kiuper Kuşağı’nda 2000’de Varuna (900 km) 2001’de Ixion (1.065 km) ve 2002’de Kuaoar (1.200 km) gezegensileri tespit edilmişti. Şubat ayında ise 1.800 km çapında 2004 DW gözlem adı ile bir başka gezegensi keşfedilmişti. Bünyesinde binlerce benzer büyüklükte gök cisminin bulunduğu Kuiper Kuşağı Sedna veya daha büyük yeni keşiflere gebe bir bölge. Sedna’nın daha önce bulunan benzer göktaşlarından farkı kendi başına bir yörünge tutturmuş olması. Arizona’da bulunan Tenagra Gözlemevi gezegenin yörüngesini belirlemek üzere çalışmalara başladı.

Sedna’nın keşfi gezegen kavramının sorgulandığı ve belki de yeniden tanımlanacağı tartışmaları da alevlendirdi. Bir grup astronom Plüton’nun dahi bir gezegen olmadığını düşünüyor. Yapılacak gözlemler sonunda Plüton’u gezegen sayılması için yeterli koşulların Sedna için de geçerli olduğuna dair fikir birliği oluşursa Güneş Sistemi’nin on gezegeni olacak. Bilim çevreleri göktaşının bir gezegen olarak değer kazanmasının daha geniş gözlemler gerektirdiğinin altını çiziyorlar.  Bunların başında da göktaşının bağımsız Güneş merkezli bir yörüngesi olması kuramı geliyor. Sedna’nın eliptik yörüngesinde Güneş’in etrafında tam dönüşünü 10.500 yılda tamamladığı belirtildi. Uzun çapı 135 milyar kilometre ile Sedna’nın yörüngesi Güneş Sistemi’ndeki en uzun yörünge. Gezegeni keşfeden Dr. Micheal Brown göktaşını gezegen yerine kaya ve buzdan oluşan ve hacmen daha ufak olan “gezegensi” (planetoid) olarak nitelemeyi tercih ediyor. Brown Sedna’nın yeterince yüksek bir yoğunluğa sahip olmadığını düşünüyor.  Keşfi Havaii’deki Gemini Observatory’den Michael Brown ve Chad Trujillo ve San Diego’daki Palomar Gözlemevi’nden Yale Üniversitesi astronomu David Rabinowitz birlikte yaptılar. Ekip Sedna’nın etrafında dönen bir de uydusu olduğunu  keşfettiler. Güneş sistemindeki en soğuk cisim.

Hiç yorum yok: