Translate

12 Temmuz 2010 Pazartesi

Deniz sigortacılığında, ilgililerin yükümlülüklerini belirten belge...

Dispeç (İng. dispatch ),

Bir ortak avaryada deniz kazasından sonra gemi, yük ve navlunla ilgili kimselerin uğradıkları zararların ve bunlar tarafından yapılmış olan masrafların nasıl, kimler tarafından ve ne oranda karşılanacağını belirlemek için yapılan işlem. Deniz sigortası dilinde, ilgili tarafların ortak avaryada kendilerine düşen yükümlülükleri, paylarının önemi ölçüsünde ayrıntılı olarak belirten belge. Müşterek avarya sayılan zarar ve masrafların saptanılarak gemi, yük ve navlun arasında paylaştırılması işlemidir.

Dispeç geminin vardığı yerde, eğer gemi varma limanına ulaşamamışsa, yolculuğun bittiği limanda yapılır. (TK m. 1207) Dispeçi yapan kişiye “dispeççi” denilir. Zararın saptanılması ve bölüştürülmesi kural olarak hükümet tarafından atanan dispeççiler tarafından gerçekleştirilir. Bu nitelikte kişiler yoksa, yukarıda belirtilen yerlerdeki bir mahkemenin seçeceği dispeççiler sözü edilen faaliyeti yürütebilecekleri gibi gemi ve yükle ilgili olanlar da oybirliği ile dispeççiyi seçebilirler. (TK m. 1208/1) Kanun, ilgililerden herbirinin dispeçin yapılması için gerekli olan ve elinde bulunan çarter parti, konşimento ve fatura gibi belgeleri dispeççiye ibraz etmesini öngörmüştür. (TK m. 1208/2)

Sözü edilen kişiler bu belgeleri istekleri ile ibraza karar verebilir. (TK m. 1208/3) Dispeççi, ilgililerin dispeçi incelemelerine izin vermek ve masraflarını ödemek koşulu ile kopya almalarına rıza göstermek zorunluluğundadır. (TK m. 1208/4) Dispeçi yaptırmak kaptanın görevidir. Kaptan, bu görevini gecikmeksizin yerine getirmek zorunluluğundadır, aksi takdirde ilgililere karşı sorumlu olur. Sigortacılar da dahil tüm ilgililer, kaptanın dispeç yaptırmaya zorunlu kılınması için kaptan ve donatan aleyhine dava açabilir. (TK m. 1209/1) Hatta ilgililer bunu bizzat da yaptırabilirler.

Bazı durumlarda, dispeççi olarak atanan kişi, olayın müşterek avarya sayılamayacağını ileri sürerek dispeçin yapılmasını reddedebilir. Bu takdirde, dispeçin gerekli olup olmadığına, sigortacı da dahil olmak üzere ilgililerinden birinin istemi sonucunda, varma ya da yolculuğun sona erme limanındaki mahkeme tarafından karar verilir. Mahkeme uyuşmazlığı kural olarak evrak üzerinde, inceleme yaparak çözümler, fakat gerektiğinde basit yargılama usulünü uygulayarak ilgilileri de dinleyebilir. (TK m. 1209/3) Dispeç raporu başlıca dört bölümden oluşur. İlk bölümde müşterek avaryanın nasıl gerçekleştiği anlatılır.

Bundan sonra avaryaya dahil olan gemi, yük ve navlunun zararları ve ayrıca kaptan tarafından yapılan olağanüstü nitelikteki harcamalar saptanır. Bütün bu kalemler alacaklı kısmı meydana getirir. Üçüncü bölüm olan borçlu masada gemi, yük ve navlundan kurtulanların yolculuk sonundaki değerleri ile bunlara eklenen bütün müşterek avarya zararları gösterilir. Son bir bölümde de alacak ile borç arasındaki farkın tutarı saptanır.

Sigortacılar da dahil olmak üzere bütün ilgililer, varma yerindeki ya da yolculuğun bittiği limandaki mahkemeden dispeçin onaylanmasını isteyebilecekleri gibi avaryanın türüne ya da hesaplarına da itiraz edebilirler. (Tk m. 1210/1) Mahkemeye başvuran kişi dilekçede bütün ilgililerin ad ve soyadlarını bildirmek zorunluluğundadır. (Tk m.1210/2) Bunların tümünün duruşmaya çağrılması gerekir.

Duruşma çağrısında dispeç ile diğer belgelerin mahkeme kaleminde incelenebileceği, ilgilinin dispeçe daha önce mahkemede itirazda bulunabileceği ve belirlenen günde gelmezse dispeçi onaylamış sayılacağı açıklanır.

Kanun, sözü edilen davetiyenin duruşma gününden en az on beş gün önce gönderilmesini öngörmektedir. (TK m. 1210/4) İlgililer, dispeç raporuna itiraz etmek istiyorlarsa, bunu en geç ilk celsede açık ve ayrıntılı bir biçimde açıklamalıdırlar. Haklı nedenlerin varlığında yargıç uygun bir süre daha verebilir; bu süre içinde itirazda bulunulmaz ya da yapılan itiraz gereği gibi açık ve ayrıntılı olmazsa, dispeçe itiraz edilmemiş sayılır. (Tk m. 1210/5) Dispeçin onaylanmasının ilk koşulu, daha önce rapora karşı herhangi bir itirazda bulunulmamış olmasıdır.

Buna karşılık itiraz yerinde görülür ya da ilgililer başka bir biçimde anlaşmaya varırlarsa, dispeç buna uygun olarak düzeltilerek onaylanabilir. (Tk m. 1211/1) Dispeç raporunun onaylanması hakkındaki karar, kesinleştikten sonra, raporda gösterilen alacakların ödetilmesi için verilmiş bir ilam niteliğini kazanır. Hiç itiraza uğramamış olan bir raporun onaylanmasına ilişkin bir mahkeme kararı, kesinleşmeden önce de yukarıda belirtilen niteliktedir. (Tk m. 1213/1) Dispeç raporuna bütün ilgililerin itirazda bulunabilmelerini sağlamak amacı ile, raporun onaylanmasına ilişkin ilamın, onaylama işlemi üzerine yapılan duruşmaya usulüne uygun bir biçimde çağrılmayan ilgililer aleyhine hiçbir sonuç doğurmayacağı öngörülmüştür. (Tk m. 1213/2) 



Hiç yorum yok: