Latincede, kılıç anlamına gelen “gladius” kelimesinden türemiş olan gladyatör kelimesinin tarihi Etrüsklere kadar dayanır. Gerçekten de Orta İtalya’da yaşayan Etrüsklerden kalan bazı eserler üzerindeki tasvirlerde gladyatörlerin kılıçla dövüştükleri görülmektedir. Zaten gladyatör dövüşleri Etrüsklerin savaşlarda yitirdikleri kişilerin onuruna düzenledikleri cenaze törenlerinde düşman savaş esirlerini dövüştürerek, ölülerin kanına karşılık düşman kanı akıtma geleneğine dayanır .
Roma’daki ilk gladyatör gösterisi İ.Ö. 264 yılında Brutus Pera adında birinin ölen iki oğlu Marcus ve Decimus’un cenaze töreni sırasında üç çift gladyatörü dövüştürmesi ile olmuştur. Ağır silahlarla donanmış gladyatörlerin başında, adını bir İtalya kabilesinden alan Samniumlular gelir, hoplomacus ve secutor da bu kategoridendir. Hafif gladyatörler ise, Galyalı, Trak, Scutari gibileridir. Bunların en ünlüsü, ağ, hançer ve üç dişli çatalla dövüşen retiarus'tur. Gladyatör türlerinin çoğunlukla etnik adlar taşıması, bu türlerin bu etnik savaşçılara bakılarak oluşturulduğunu işaret eder, zaman içinde gladyatör türlerine mensubiyetin hiçbir etnik bağlantısı kalmamıştır. Örneğin aslen bir Trak olan ünlü Spartacus, Trak türünde değil Retiarius türünde dövüşmüştür. ve İ.Ö. 73 yılında Capua’daki gladyatör okulunda başlayan Spartacus isyanı olmuştur. Bu isyanın ardından gösteri gruplarındaki ( familia gladiatoriae ) köle sayısı İ.Ö. 65 yılından itibaren senato tarafından saptanmaya başlanmış ve bir grupta en çok üç yüz gladyatörün bulunabileceği kararlaştırılmıştı. Hatta daha sonraları gladyatörlerin bir arada yemek yemeleri dahi yasaklanmıştı. Devletin gladyatörler üzerinde uyguladığı bu sıkı denetim önceleri “consül”ler tarafından yürütülürken daha sonra Roma kentinin yönetiminden sorumlu olan “praefectus”a devredilmiştir .
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder