Translate

30 Ağustos 2009 Pazar

Kömür kazılan ocak...

Pano, Ayak,


Ocak, 1) Açık (yerüstü) maden işletmesi yapılan yer. 2) Dik kuyu ve diğer girişler, meyilli kuyular, düz ve meyilli galeriler ile birlikte, yeraltı hafriyat ve imalâtını kapsayan; madencilik faaliyetini yapmak için belli bir projeye göre hazırlanmış iş yeri. Aynı işverene ait olmak şartı ile ayrı ayrı havalandırma tesisi bulunan birbirine yakın iki veya daha fazla ocak da bir ocak sayılır. 3) Yakıtta bulunan enerjiyi ısı enerjisine dönüştürmeye yarayan (yanma yeri) sistem. 4) Maden. Şekil. 5) Mermer işletmeciliğinde her cins taşın tabiî olarak, bulunduğu yerden istenilen özellikte çıkarılması için zemine, üstü havaya açık veya kapalı özel şekil verilmesi.
Ocak ağzı, 1) Yeraltı işletmesine, yer yüzünden galeri veya kuyu şeklindeki giriş yeri. 2) Mermer işletmeciliğinde ocak açılırken yabancı veya çürük zeminden geçilip istenilen kaliteye varıncaya kadar zemine şekil verilmesi.

Pano, 1) Yeraltı işletmesi uygulanan bir damarda mostra ve muayyen bir kat veya iki kat arasında kalan işletmeye alınmış damar kısmı. 2) Açık kömür işletmesinde maden kitlesinin alınmak üzere, genişlik, yükseklik ve uzunluk olarak yerinde boyutlandırılması sonucunda belirlenen kısım. Çarklı bagerler kullanılan linyit işletmesinin blok yüksekliği 45 m, çalışma kotunun altındaki derinliği ise 20 m’ye kadar olabilir.
Ayak, Yeraltı işletmelerinde, maden içerisinde iki galeri arasında cephe halinde maden üretimi yapılan yer.

1829 yılında, diğer kömür parçaları Ereğli'nin Kestaneci köyü yerlisi bahriyeden tezkereli Uzun Mehmet tarafından İstanbul'a götürülmüştür. Bu keşif dikkate alınarak mahallinde tetkikler yapılmış ve kömür yataklarının bulunduğu kanısına varılarak, Uzun Mehmet' e hayatı boyunca aylık bağlanmış, fakat kendisi bu mükâfattan istifade edemeden öldürülmüştür. Kömür Madencilik faaliyetlerinin başladığı 1848 yılından bu yana son yüzyıl içinde gelip geçen idareler aşağıdaki devrelere ayrılabilir;

1. Hazineihassa idaresi (1848-1865): Bu ilk yıllar esnasında kömür havzasının çalıştırılması muhtelif yabancı ve yerli yatırımların kontrolü altında kalmıştır.

2. Osmanlı Bahriyesi (1865-1908): Bu devrede havzanın idaresi Osmanlı Bahriyesinin kontrolü altına geçmiş, fakat maden ocakları ingiliz, Rus, italyan, Alman ve Belçikalı yabancı şirketler tarafından işletilmiştir.

3. Nafia Nezareti ve daha sonra Ziraat Vekâleti ve Ticaret Odası (1908-1920) : Kömür havzasının Alman idaresi altındaki Birinci Dünya Savaşına rastlayan yıllar hariç, bu süre Fransız ve italyan şirketlerinin en kuvvetli olduğu bir devirdir.

4. Cumhuriyet Hükümeti ve yerli şirketler (1920-1940) : 1923 yılında Türkiye Cumhuriyetinin kurulmasını takip eden sürede Millî Hükümet memleketin artan ihtiyaçlarını karşılamak için havzanın gelişmesinde özel sektörü teşvik etmek üzere onu himayesine almıştır. 1936 yılında, Cumhuriyet Hükümetinin Fransız sermayeli Ereğli Şirketinin elindeki imtiyazları satın almasıyle millileştirilmeye doğru ilk adım atılmıştır. Bunlar millî bir banka olan Etibanka devredilmiş ve ilk millî kömür müessesesi «Ereğli Kömürleri İşletmesi» tesis edilmiştir.

5. Etibank ve daha sonra Türkiye Kömür İşletmeleri Kurumu (TKİ), (1940-zamanımıza kadar) : Millîleştirmeyi müteakip başlangıçta bir hazırlık programı yapılmıştır. Kömür ve benzeri yakıtların tek elden idaresini sağlamak üzere, 1957 yılında, Türkiye Kömür işletmeleri Kurumu (TKİ) tesis edilmiştir. Kurumun başlıca vazifeleri turba, linyit ve kömür yataklarını araştırmak ve işletmektir.

Hiç yorum yok: