Translate

27 Ekim 2009 Salı

Arjantinli "Latin Amerika'nın Sesi" diye bilinen devrimci folk şarkıcısı,...

Mercedes Sosa, (d. 9 Temmuz 1935- ö. 4 Ekim 2009) Arjantinli folk şarkıcısı, "Latin Amerika'nın Sesi".



9 Temmuz 1935’de San Miguel Tucuman’da dünyaya gelen,1959 yılında ilk albümünü kaydeden ve 40’ın üzerinde albüme imza atan Sosa, Joan Baez, Sting, Pavarotti gibi çokça tanınmış insanlarla müziğini paylaşmasına ve dünyaca tanınmasına rağmen, hiçbir zaman sırtını kendi topraklarına dönmemişti. Bilakis, hayatında en önemli şeyin folk şarkısı olduğunu söylüyordu ve bu uğurda önemli mücadeleler de verdi.  

1960’larda Şili’de ortaya çıkan ve “Yeni Şarkı” anlamına gelen Nueva Canción akımının Arjantin durağıydı Mercedes Sosa. Folk şarkılarını yeniden yorumlarken, şarkı sözleriyle, sanatçı duruşlarıyla hep politik çizgilerini korudular “Yeni Şarkı”cılar. Mercedes Sosa da bu akım içerisinde, kendi topraklarının müziklerine kendi eşsiz yorumuyla yeniden ses veriyordu. Latin Amerikalı olması onun gerçekten de ilk önce telaffuz edilmesi gereken kimliğiydi. Askeri cunta döneminde, 1979 tarihli bir konserinde, gözaltına alındı ve şarkı söylemesi yasaklandı. Bu süre boyunca Avrupa’da yaşadı ve ancak 1982 tarihinde kendi topraklarına dönüp şarkılarını söylemeye devam edebildi. 2000 yılında Latin Grammy ödülü alarak ödüllerine bir yenisini daha ekleyen Sosa, “Ödüller şarkı söylediğim için değil düşündüğüm için de verildi. İnsanları ve adaletsizlikleri düşünüyorum. Düşünüyorum da, düşünmeseydim kaderim böyle olmazdı...” diyor.

Güçlü bir kadın vokalist olmasının yanında, kadınlar için de şarkılar yazıp söyledi Mercedes Sosa. Emansipasyon savaşları sırasında Manuela Padreza adlı bir kadın lidere adadığı “Manuela la tucumana”, yine bir kadın gerilla için yazdığı “Juana Azurduy” adlı parçaları bunlardan bazılarıydı. 

2003 yılında İstanbul caz festivalinde onu dinleme fırsatını yakalayabilmiştik. Onu sahnede gördüğümüzde yaklaşık 40 küsur senedir sahnelerde şarkı söylüyordu. Her duyduğumuzda tüylerimizi ürperten bu eşsiz sesteki yakınlığın sebebini onu sahnede görünce anlamıştık. Siyah elbisesi ve üzerindeki kırmızı şalıyla sahnedeki o muhteşem sesli kadın, tonton bir anneanneydi adeta! Anneannelerimiz kadar sıcak, içten, bize yakın ve anneannelerimiz kadar güçlü bir kadındı. Sahneden hepimizi sarıp sarmalıyordu.

Hiç yorum yok: