Lakabi,
Kelime kökeni olarak eski Yunancada “yanık/yanmış madde” anlamındaki ‘keramikos’ tan gelir.
Seramik, organik olmayan kaolin ve benzeri maddelerin, çeşitli yöntemlerle şekil verildikten sonra sırlanarak ya da sırlanmadan sertleşip dayanıklılık kazanacak kadar pişirilmesidir. Bu açıdan halk arasında pişmiş toprak esaslı malzeme olarak bilinir. Bilim ve teknolojinin yanı sıra sanat dalıdır.
Kil belirli bir üretim sürecini geçirdikten sonra, sert ve deforme olmayan, bazı özel etkenler dışında hiçbir dış etkiden kolayca etkilenmeyen bir malzeme haline gelir. Seramik malzeme üretiminde, kil hamuruna belirli maddeler katarak, değişik şekillendirme yöntemleriyle, kullanılan hamurun bünyesine uygun bir pişirme ile seramik malzemeye istenilen niteliği kazandırma imkânı vardır.
Bileşiminde değişik türde silikatlar, alüminatlar, su ve bir miktar metal oksitler ile alkali ve toprak alkali bileşikler bulunan bir malzemedir. Seramik grubuna oksitler, nitritler, boridler, karbitler, silikatlar ve sülfidler girmektedir. Bazı seramiklerde iyonsal, kısmen kovalent bağ bulunabilir. Bazıları amorf, bazıları da kristal yapılıdırlar. Çok sert ve gevrektirler. Ergime sıcaklıkları yüksek (silis 1750ºC’ de alüminat 2050ºC’ de ergir), ısı ve elektriksel yönden yalıtkandırlar. Silise %6 alüminat katılırsa ergime sıcaklığı 1550ºC’ e düşer. Demir oksit ve alkali bileşikler ergime sıcaklığını daha da azaltarak 900ºC’ ye kadar düşürebilir.
Seramiğin Tarihçesi
Seramik ateşin bulunması ile ortaya çıkmıştır. İlk çağlarda balçıkla sıvanan bir sepetin bir yangının ardından yanıp direnç kazanmasıyla ortaya çıktığı söylenir. İlk seramiklerin M.Ö. 10.000 ve 9.000’lerde üretildiği saptanmıştır. Türkistan Aşkava bölgesi (M.Ö. 8000), Filistin’in Jericho bölgesi (M.Ö. 7000), Anadolu’nun çeşitli Höyüklerinde; Hacılar (M.Ö. 6000), Çatalhöyük, Beycesultan, Demirci höyük gibi.
İlk çağlarda insanlar “vine” adını verdikleri seramik kaplar içine ölülerini ve mezarlarının içine yaşarken kullandıkları kap kacaklarını koymuşlar. Mezopotamya, İran’da özellikle Mısır’da Nil Nehri balçığından yapılma tuğlalar ve Babil’in üzerine yazılan kil tabletler ilginç örneklerdir. Yunan ve Roma seramiklerinde ise en çok rastlanan form vazodur. İslam sanatının en güzel örnekleri olan seramikler İran ve Türkistan’dan Selçuklulara ve Anadolu’ya girmiştir. Osmanlı’da devam eden çini sanatı 16.yy.da İznik’teki atölyelerde sürdürülmüştür. İznik’ten sonra Kütahya (18 yy. ortaları), batı Anadolu’da ise Çanakkale merkez olmuştur.
Feldspat, pegmatit, tebeşir, çakmaktaşı, kuvars, kum, şamot, bentonit, kaolin.
Kil Türleri
Kalıntı killeri; plastik özelliği azdır. Ham maddesi kaolindir. Porselen yapımında kullanılır.
Çökelti killerli; ateşe dayanıklı killerdir. Artistik çalışmalar, ateş tuğlası, cam fırın ve kazanları, ocak ve fırınların iç yüzeylerinin örtülmesi için kullanılır.
Camlaşabilir killer; gözenekleri kapanan killer (kuraldışı kil) ısıya dayanıksızdırlar. 1200-1350 derecede camlaşabilirler. Bunlar; Gre seramik, inşaat tuğlası, yer karoları, lavabo vb. inşaat malzemeleridir. Ayrıca terra-cota (sırlanmamış toprak mamüller yüksek ısıda eğilip bükülmemesi istenen mamullerde kullanılır.
Kolay eriyen killer; gözenekli killer, gre seramik killeri, porselen killer.
Sır
M.Ö.5000 ve 6000’lerde uygulanmaya başlanmıştır. Su geçirmezlik ve güzel görünüm amacı ile 1. pişirimi yapılmış mamuller üzerinde bazı inorganik maddeleri eritmek yoluyla yapılır. Temel maddeleri kilde olduğu gibi silis ve alüminyum oksittir. Aralarındaki fark pişirme süresidir. Amaca ve seramiğin niteliğine göre çeşitli matlaştırıcı, opaklaştırıcı ve renk verici maddeler eklenebilir. Bunlar; çeşitli oksitler ve farkorperlerdir. Kullanılan oksitler kobalt, demir, bakır, mangan, bakır, kalay, zirkon, vanadyum vb.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder