Akgöl,
Mersin' in Silifke ilçesinde Akdeniz' e dökülen Göksu Nehri' nin taşıdığı alüvyonlarla oluşan toplam 22 bin 844 hektar alana yayılan Göksu Deltası, zengin bitki örtüsü, bereketli toprakları, hayvan varlığı ve birçok medeniyete yaptığı ev sahipliğiyle görenleri kendisine hayran bırakıyor.
Akdeniz’in en önemli sulak alanlarından Göksu Deltası, tarım arazileri, göller, sazlıklar, tuzlu bataklılar, kumullar, kumsallar ve yerleşim merkezleri, lagünler, irili ufaklı sığ ve çoğunlukla mevsimsel göller, drenaj kanalları ve çeltik tarlalarından oluşuyor. Türkiye'nin en önemli kuş göç yollarından birisi olan ve birçok endemik türü bünyesinde barındırır. Biyo çeşitlilik açısından uluslararası öneme sahip alanlar arasında bulunan ve Uluslararası Öneme Sahip Sulak Alanlar (RAMSAR) Sözleşmesi' ne göre, koruma altına alınan ve Bakanlar Kurulu kararı ile Özel Çevre Koruma Bölgesi ilan edilen Göksu Deltası, Göksu Irmağı'nın oluşturduğu geniş alana yayılan kıyı ovası üzerinde yer alıyor.
Akdeniz'in en önemli sulak alanlarından Göksu Deltası'nda 14 bin 800 hektar karasal alanda tarım arazileri, göller, sazlıklar, tuzlu bataklılar, kumullar, kumsallar ve yerleşim merkezlerinin yanı sıra, 5 bin 500 hektarlık sulak alanda Akgöl ve Paradeniz Lagünü, birçok irili ufaklı sığ ve çoğunlukla mevsimsel göller ile drenaj kanalları ve çeltik tarlaları yer alıyor.
Kışlama ve kuluçka alanı olarak çok sayıda kuş türünün kullandığı delta, yılın hemen her mevsiminde, ilginç ve canlı peyzajın oluşumuna katkı sağlayarak çekiciliğini daha da arttırıyor. Özellikle Akdeniz kuşağında yalnızca belirli bölgelerde rastlanan ve sayıları gittikçe azalan Saz Horozu, bölgenin simgesi olarak da nitelendiriliyor.
Özellikle kış aylarında ve göç zamanında kuş popülasyonu ve tür sayısının önemli ölçüde arttığı deltada, Türkiye'deki 450 türden 328' ini görmek mümkün. Ayrıca, Türkiye'nin ulusal ve uluslararası öneme sahip 140 kuş türünden 106'sı, dünya çapında yok olma tehlikesi altında olan 24 kuş türünden de 12'si Göksu Deltası'nda yaşıyor.
Bölge florasında 441 bitki türü tespit edilen deltada, Türkiye' de korunmaya ihtiyacı olan türlerden 8 endemik ve 32 nadir tür olmak üzere, toplam 40 bitki türü bulunuyor. Delta, düzenli olarak kullandıkları için, büyük flamingolar açısından da ayrı bir önem taşıyor. Delta kuşlar tarafından kuluçkalama mevsimi dışında, çiftleşme öncesi ve sonrası göçte, kışlamada da kullanılıyor.
Göksu Deltası'nda ayrıca, kara ve su kurbağası, kara ve su kaplumbağası, kertenkele ve çok miktarda yılan türü bulunuyor. "Caretta Caretta" ve "Chelonia Mydas" türü deniz kaplumbağalarının yumurtalarını bıraktığı, Akdeniz' deki en önemli ana yuvalama bölgelerinden biri olarak nitelenen deltada, ayrıca yumuşak kabuklu Nil Kaplumbağası' na da rastlanıyor.
Yeraltı su kaynakları açısından da oldukça zengin olan Göksu Deltası, Türkiye kıyı kumul florasının yüzde 22'sini barındırıyor. Doğal bitki örtüsünü Akdeniz'in maki formasyonu ile yoğun kumul bitkileri ve tuz steplerinin oluşturduğu delta, toprak yapısı ve iklim üretim deseninin çeşitlenmesi ve üretim miktarının artmasında önemli etken olarak belirtiliyor.
Göksu Deltası ve yakın çevresi tarihi ve arkeolojik değerler açısından de önemli zenginliği bünyesinde barındırıyor. Delta içerisinde yer bulunan 3 höyük kalıntısının Hitit dönemine ait olduğu tahmin ediliyor. Paradeniz Lagünü kenarındaki kumullarda Roma ve Bizans dönemlerine ait büyük yapı kalıntılarına rastlanırken, İncekum yakınlarında ve Akgöl'ün civarındaki kumullarda da bazı kalıntılar yer alıyor.
Bölgeye yakın Hacıpaşalar çiftliğinde bulunan iki alçak höyük, Roma, Bizans kalıntıları, Ulugöz su kovaları ve Atatürk Çiftliği tarihsel nitelik taşıyor. Ayrıca deltanın batısında tarihi 13. 14. yüzyıla kadar uzanan çeşitli tarihi kalıntılar bulunuyor.
Akdeniz'in en önemli sulak alanlarından Göksu Deltası'nda 14 bin 800 hektar karasal alanda tarım arazileri, göller, sazlıklar, tuzlu bataklılar, kumullar, kumsallar ve yerleşim merkezlerinin yanı sıra, 5 bin 500 hektarlık sulak alanda Akgöl ve Paradeniz Lagünü, birçok irili ufaklı sığ ve çoğunlukla mevsimsel göller ile drenaj kanalları ve çeltik tarlaları yer alıyor.
Kışlama ve kuluçka alanı olarak çok sayıda kuş türünün kullandığı delta, yılın hemen her mevsiminde, ilginç ve canlı peyzajın oluşumuna katkı sağlayarak çekiciliğini daha da arttırıyor. Özellikle Akdeniz kuşağında yalnızca belirli bölgelerde rastlanan ve sayıları gittikçe azalan Saz Horozu, bölgenin simgesi olarak da nitelendiriliyor.
Özellikle kış aylarında ve göç zamanında kuş popülasyonu ve tür sayısının önemli ölçüde arttığı deltada, Türkiye'deki 450 türden 328' ini görmek mümkün. Ayrıca, Türkiye'nin ulusal ve uluslararası öneme sahip 140 kuş türünden 106'sı, dünya çapında yok olma tehlikesi altında olan 24 kuş türünden de 12'si Göksu Deltası'nda yaşıyor.
Bölge florasında 441 bitki türü tespit edilen deltada, Türkiye' de korunmaya ihtiyacı olan türlerden 8 endemik ve 32 nadir tür olmak üzere, toplam 40 bitki türü bulunuyor. Delta, düzenli olarak kullandıkları için, büyük flamingolar açısından da ayrı bir önem taşıyor. Delta kuşlar tarafından kuluçkalama mevsimi dışında, çiftleşme öncesi ve sonrası göçte, kışlamada da kullanılıyor.
Göksu Deltası'nda ayrıca, kara ve su kurbağası, kara ve su kaplumbağası, kertenkele ve çok miktarda yılan türü bulunuyor. "Caretta Caretta" ve "Chelonia Mydas" türü deniz kaplumbağalarının yumurtalarını bıraktığı, Akdeniz' deki en önemli ana yuvalama bölgelerinden biri olarak nitelenen deltada, ayrıca yumuşak kabuklu Nil Kaplumbağası' na da rastlanıyor.
Yeraltı su kaynakları açısından da oldukça zengin olan Göksu Deltası, Türkiye kıyı kumul florasının yüzde 22'sini barındırıyor. Doğal bitki örtüsünü Akdeniz'in maki formasyonu ile yoğun kumul bitkileri ve tuz steplerinin oluşturduğu delta, toprak yapısı ve iklim üretim deseninin çeşitlenmesi ve üretim miktarının artmasında önemli etken olarak belirtiliyor.
Göksu Deltası ve yakın çevresi tarihi ve arkeolojik değerler açısından de önemli zenginliği bünyesinde barındırıyor. Delta içerisinde yer bulunan 3 höyük kalıntısının Hitit dönemine ait olduğu tahmin ediliyor. Paradeniz Lagünü kenarındaki kumullarda Roma ve Bizans dönemlerine ait büyük yapı kalıntılarına rastlanırken, İncekum yakınlarında ve Akgöl'ün civarındaki kumullarda da bazı kalıntılar yer alıyor.
Bölgeye yakın Hacıpaşalar çiftliğinde bulunan iki alçak höyük, Roma, Bizans kalıntıları, Ulugöz su kovaları ve Atatürk Çiftliği tarihsel nitelik taşıyor. Ayrıca deltanın batısında tarihi 13. 14. yüzyıla kadar uzanan çeşitli tarihi kalıntılar bulunuyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder