İnka toplumu zirvedeyken altı milyondan fazlaydı. Kabile, Paraca’ lar gibi, başka kabileleri fethedip genişledikçe, İnkalar yalnızca her fethettikleri kabilenin yönetici sınıfını kendi kültürlerine entegre ederek pekişmekle yetinmeyip, ortak bir lisan da geliştirmişlerdir. Bu lisana da Quechua adını vermişlerdir. (Artık bu noktada, bazı akademisyenlerin ve fetih zamanı sözde araştırmacılarının ve hatta fetihçilerin iddia ettikleri gibi emperyalist bir toplumla karşı karşıya olmadığımıza, aksine eğiterek birleşime gitmeyi amaçlayan bir misyonun sergilenişine şahit oluyoruz.) Bu her zaman uygulanan entegrasyon, her katılan kabilenin tarihini, mitini, efsanesini kapsamaktaydı; hikâyeler kasıtlı olarak birleştiriliyor, birbirlerine uyarlanıyor veya bazen de değiştiriliyor, yanlışlıkla karıştırılıyordu. Bu uygulama ise İnkaların organizasyon ve yapılanma arayışının özelliğiydi.
Amauta’ lar (bilgelerden oluşan özel bir sınıf) halkların âdet ve göreneklerini, tarih ve efsanelerini inceleyerek, mitleri -gerekli olan zaman ve durumlarda inancın doğurduğu mucizeleri gerçekleştirmek veya örnek teşkil etmeleri veya onay ve yaptırımı birbirinden ayırabilmek amacıyla- tekrar tanımlıyorlardı.
Bu dönemde bile Aymaran’ lar Titikaka Gölü etrafında yerleşmişlerdir. Kadim dönemlerdeki başka yerlerden göçlerinin ve buradaki halkı boyun eğdirerek göçe zorlamalarının arkeolojik izleri hâlâ duruyor. Arkeolojik bulgular da Aymaran’ların bu bölgelere daha sonradan başka bölgelerden göç ettiklerini desteklemektedir. Riva-Agüero’nun spekülasyonlarına göre, paleo-Quechuan’lar göçe zorlandıkları birçok bölgelerin yanı sıra İnka’nın daha sonraki yerleşim bölgesi olan Cuzco vadisine de sürülmüşlerdir. Kronolojik bilgiler İnka’nın ilk hükümdarı Manco Capac’ın Tiahuanaco’dan gelmiş olduğunu belirtir. Ayrıca Quechuan’larla Aymaran’lar arasında süregelen düşmanlığı, sürülenlerin istilacılara karşı duydukları öfke olarak tanımlamak mümkün olmaktadır. Kronolojik bilgiye göre Tiahuanaco’ lar, Montesino’ lar; Tiahuanaco’nun rahip krallarıydı, veya başka bir deyişle de los amautas tanrılarının kültünü kurtarmak amacıyla ülkeyi terk ettiler. Yine aynı araştırm acıların görüşlerine göre bu durum İnka’nın, savaşçı Aymaran’lar “los piruas” tarafından Tiahuanaco’yu terk etmek zorunda bırakılan, üst sınıfa dayandığına dair başka bir kanıtıdır. İnka, Titikaka bölgesini önceki yuvası olarak görmüş ve Viracocha’ya onlara Cuzco şehrini yapmalarını söyleyen tanrı olarak saygı duymuşlardır. Daha sonraları ise Viracocha’ya dayanan efsane İnka dininde önemli olmuştur. Toparlarsak, Tiahuanaco kültürünün kurucularının, Quechuan’lar ve Aymaran’ların doğal ataları olan paleo-Quechuan’lar olduğunu söyleyebiliriz. Bir ihtimal, savaşçı Aymaran’lar, Tiahuanaco’yu 10.-11. yy’da çökertmişler ve üst sınıfın büyük çoğunluğunu kuzeye, Quechuan’a soy olarak yakın kabilelerin yerleşik olduğu dağ vadilerine sürmüşlerdir. Riva-Agüero’nun hipotezi Peru tarihçilerinin çoğunun benimsediği bir teoriye dönüşmüştür. Sonuç olarak İnka, Tiahuanaco’nun kültürel ve genetik devamıdır. Arkeolojik bulgulara göre; Quechuan mülteciler Cuzco vadisindeki soy olarak yakın hissettikleri kabilelere 12. yy’ın başlarında ulaşmışlar ve orada bir şehir devleti kurmuşlardır. İnka hükümdarı Pachacutek Yupaqui savaşçı Chanca’ları bozguna uğratmış, diğer Quechuan şehir devletlerini idaresi altına almıştır. 1532’deki İspanyol istilasına kadar tüm Peru, kuzey Şili, kuzey Bolivya ve güney Ekvator bu büyük imparatorluk tarafından yönetilmiştir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder