Translate

27 Haziran 2010 Pazar

Kesimevi, mezbaha...

Kesimevi, Mezbaha, ( İng. abattoir )
Salhane,
Kanara,

Hayvanların etleri için kesildikleri yerler, Eti yenen hayvanların kesildiği, yüzüldüğü yer. Kesim yeri. Kelime olarak eskiden kurban kesilen yerlere verilen “mezbah” isminden gelmektedir. Mezbahaların menşei, çok sayıda ve uygun bir biçimde hayvan kesme ihtiyacından kaynaklanmaktadır. Selçuklular zamanına kadar gerek İslam dünyasında, gerekse dış dünyada teşkilatlı olarak, böyle bir müessese görülmemektedir.Mezbahaların ilk örneği Selçuklularda çok gelişen lonca teşkilatlarına bağlı kasapların, toplu halde kesim yaptıkları yerlerdir. Osmanlılarda da bu şekilde devam etmiştir. Osmanlılarda Istabl-ı amire denilen has ahıra bağlı haralarda beslenen et hayvanları, saray mutfağının ihtiyacı ölçüsünde kesilirdi. Halkın ihtiyacı olan eti ise kadıların tayin ve teftiş ettiği, lonca teşkilatına bağlı kasaplar temin ederdi. Bu kasaplar, kesimi, İslam dininin belirttiği usullerde, isteğe göre temizliğe azami derecede riayet ederek yapmak ve her türlü itinayı göstermek mecburiyetindeydiler. Böyle olunca da etlerde bakteri barınması, çürüme, kokma problemleri ortadan kalkardı. Sefer halindeyse, ordunun et ihtiyacı mola yerlerine kurulan seyyar mezbahalardan veya kavurma şeklindeki etten karşılanırdı.

Avrupa'da ise ilk mezbahalara ancak 19. yüzyılın ikinci yarısından sonra rastlanılmaktadır. Öyle ki İkinci Dünya Savaşı sonrası yıllarına kadar Avrupa'da sıhhi teşkilatlar meydana getirilememişti.

Hiç yorum yok: